Erkek egemen iktidar ve politikalarının yarattığı kırsal yerleşimlerden metropollere kadar tüm yapılı çevrelerde maalesef kadınlar küçük yaşlardan itibaren dikkatli ve her an tetikte olmayı öğrenmektedir. Okuldan eve dönerken, meydanlardan parklardan geçerken, sokakta yürürken… Kamusal mekân kadınların değişiklik gösteren ihtiyaçlarını görmezden gelerek planlanmakta ve tasarlanmaktadır. Kadınların korku duyduğu, güvensiz hissettiği mekânlar üretilmekte, artan kadın cinayetlerine, şiddet vakalarına rağmen yerel yönetimler ve diğer sorumlular tarafından gerekli tedbirler alınmamaktadır. Kentsel mekânda kadın sorunları 2020 yılında hala kent yöneticileri açısından öncelik sıralamasında yer almamaktadır.
Kentler kadınların sesini duymalıdır.
1857 yılı 8 Mart günü kadın işçilerin mücadelesi ve cesareti kadın şehir plancılarına ilham olmalıdır!
Yaşasın 8 Mart, yaşasın kadın dayanışması!