Etik İlkeler Özlük Hakları
ORTAHİSAR BELEDİYESİNİN DÜZENLEDİĞİ"KOVİD-19 SONRASI KENTLERİN GELECEĞİ" İSİMLİ ÇALIŞTAY ALANINDA UZMAN İSİMLERİN KATILIMIYLA GERÇEKLEŞTİRİLDİ.
BASIN AÇIKLAMALARI
Yayına Giriş Tarihi
2020-07-22
Güncellenme Zamanı
2020-07-22 11:51:58
Yayınlayan Birim
TRABZON

Ortahisar Belediyesi, "Kovid-19 Sonrası Kentlerin Geleceği" isimli çalıştay düzenledi. İnternetten zoom programı üzerinden ve Ortahisar Belediyesinin youtube kanalından canlı düzenlenen çalıştayaher biri kendi alanında uzman şu isimler katıldı: Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, Prof. Dr. Ruşen Keleş (Ankara Üniversitesi-kent bilimci), Prof. Dr. Tevfik Özlü (KTU Tıp Fakültesi- Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi), Prof. Dr. Dilek Beyazlı (KTÜ Mimarlık Fakültesi), Murat Ar (Sağlıklı Kentler Birliği Müdürü), Ercan Şen (Şehir Plancıları Odası Trabzon Şubesi Başkanı). Çalıştayda; "kovid-19‘un kent anlayışına getirileri", "değişen, değişecek alışkanlıklar", "doğa ve ekolojiye bakış", "kentlerin geleceği nasıl şekillenmeli", "akıllı kentler", "güvenli kentler", "sağlıklı kentler", "iklim değişikliğine uyumlu kentler", "dirençli kentler", "sürdürülebilir kentler" ve "dayanışmacı kentler" konulan masaya yatırıldı.


Çalıştayın açılış konuşmasını yapan Ahmet Metin Genç,pandemi sürecinin bundan sonra şehirlerin nasıl yönetileceğiyle ilgili pek çok konuyu gün yüzüne çıkardığını söyledi. Çalıştayınpandemi sonrası için üretilecek politikalar konusunda yol gösterici olacağını belirten Başkan Genç, "Hakikaten çok çok olağanüstü bir dönemden geçiyoruz. Bütün yeryüzünü etkileyen bir pandemiyle karşı karşıyayız. Ülkemizde bunu önlemek için birçok tedbirler aldı. Bu işi burada Bilim Kurulu yönetti. Pandemi sürecinden sonraki yaşam yeni normal diye adlandınlıyor. Şehirler nasıl yönetilecek? Halk sağlığı nasıl ele alınacakPKentierin yeniden yapılanması ve yönetilmesi ve bu yönetim anlayışına esas olacak politikaların belirlenmesi oldukça önemli bir konu haline geldi. Bu çalıştayımızın bu anlamda örnek olacak şekilde ülke sathına yayılması gerektiğini düşünüyorum." dedi.



KTU Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve Kovid-19 Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, pandemiyle birlikte kent yaşamının ciddi bir değişikliğe uğradığını söyledi. "Kovid virüsüyle birlikte yaşamayı öğrenmeliyiz" diyen Özlü şunlan kaydetti: "Kovid- 19 sonrası eskisi gibi gidemeyeceğimizi biliyoruz. Çin‘in VVuhan kentinden bir kişi bir vahşi hayvandan virüs kapıyor. Ve bu virüs bütün dünyaya yayılıyor. Bu bize şunu gösterdi. Bugüne kadar yaşadığımız bayat çok güvenli bir hayat değilmiş. Çok kınlgan bir hayatımız varmış. Bugüne kadar olan salgınlar belli bir bölgede kalmıştır. Kovid ise bütün dünyaya yayılan eş zamanlı bir tehdittir. Ne kadar süreceğini de tam olarak bilmiyoruz. Biz bu virüsle birlikte yaşamayı öğreneceğiz. Bu bitirse bile başka salgınlar bizi tehdit etmeye devam edecek. Biz bu süreçte nerede hata yaptık?Alınan tedbirler sayesinde salgın ülkemize çok geç girdi. Sınır güvenliği açısından erken tedbir aldık. Bu nedenle geciktirdik. Salgından en çok zarar gören ülkeler ekonomik olarak en çok gelişmiş ülkeler oldu. Bu durum gelişmiş ülkeler ilgili algımıza oldukça tersti. En varlıklı kesimler bile bu virüse yakalandı. Virüs zengin, fakir her kesimi vurdu. Dolayısıyla bu pandemilerde çok da güvende olmadığımızı gördük. Şu unda çok kırılgan durumdayız. Bir yerde çıkan virüs kolay bir şekilde bütün dünyaya yayılabiliyor. Dünyada virüsün olmadığı hiçbir yer yok. Bazı yerlerde daha yoğun yaşanıyor. Şu anda bütün dünya yangın yerine dönmüş durumda. Dünyada 15 milyon vaka var..."Türkiye‘de ölüm oranlarının dünya ortalamasına göre çok düşük olduğunu dile getiren Özlü, "Türkiye‘de ölen vaka oranı dünyadaki ortalamanın altında. Sağlık sistemimiz yüz akıylabu sınavdan geçti. Diğer ülkelerde insanlar sokaklarda kaldı. Bütün hastalarımızın tedavisini ayakta ya da yatakta tedavi edebildik. Bütün dünyada geldiğimiz noktada salgın şu anda kontrol altına alınmış değil. Tırmanma devam ediyor. Avrupa‘da da tırmanma devam ediyor. Yangın tüm hızıyla devam ediyor. Ölüm oranları hızını azaltsa da hâlâyayılış hızlı. Şu anda etkili bir ilaç ve tedavi bulunamadı. Aşı da bulunamadı. Vaka ve ölüm sayılanna bakıldığında hâlâ iyi durumda değiliz. Salgın bütün hızıyla devam ediyor. Biz Avrupa‘ya göre kontrolü erken ele aldık. Bunun birçok nedeni vardı. Sağlık sistemimiz... Bizde de bütün dünyada olduğu gibi normalleşmeyle ilgili adımlar atıldı. Bir miktar dalgalanma yaşandı. Salgın devam ediyor ama ılımlı bir şekilde sürdüğünü söyleyebilirim. Türkiye‘de ölüm oranları çok düşük. Ama istediğimiz bütün ölümlerin durması."sözlerine yer verdi.


Salgınla birlikte insanların yaşam biçimleriyle ilgili değişen tercihlerine değinen Ercan Şen, şu ayrıntılara yer verdi: "Kovid salgını birçok şeyin farklılaşmasına neden oldu. Planlama dinamiklerimiz farklılaşacak. Milyonlarca nüfusun yaşadığı kentlerde birçok sorun var. Yerel yönetimler ve hükümetler salgın sürecinde pek çok konuyu hayata geçirdiler. Salgından kentsel yaşamın tamamı etkilenmiş oldu. Tabi nüfusun dinamik yapısı ve yüksek nüfus risk faktörlerini artınyor. Krsalda durum böyle değil ama kentlerde nüfus yoğunluğunu tekrar ele almamız gerekiyor. Dirençli kentlerin en büyük faktörü planlama konusudur. Bu tür risklere verilecek yanıt dirençli kentlerin kapsamında değerlendirilmeli. Yaptığımız ankette kovid salgını sonrası insanlann büyük çoğunluğunun büyük kentlerde yaşamak istemediğini tespit ettik. Konut tercihinde de değişimler oldu. Daha az katlı evleri tercihler arttı. Ülkemiz deprem ülkesi€ İnsanlar, deprem ve diğer doğal afetlerle karşı dirençli kentlerin planlanması gerektiğini söylüyor. Yaya kullanımının artırılması, yeşil alanlann ve bisiklet yollannın artırılmasını istiyorlar. Dirençli kent kavramını yeniden gündeme almak zorundayız. Sağlıklı altyapının olduğu kentler yapmalıyız. Mekânsal imar planlarını yeniden ortaya koyup düzenlemeliyiz. Yoğun yapılaşmanın önlenmesi gerekir. Mahalle ölçeğinde yaşam alanlan oluşturulmalı. Rezerv donatı alanlan bırakılmalı. Ulaşım planlamasıyla entegre kent planının olması gerekiyor. Akıllı kent uygulamalarını kent yaşamına sokmalıyız. Krsal alanlan da yeniden planlayarak gözden geçirmeliyiz." diye konuştu.


Pandemi sürecinin sağlıklı kentlerin önemini ortaya çıkardığını ifade eden Sağlıklı Kentler Birliği Müdürü Murat Ar, "Pandemi sürecinde sağlıklı şehir kavramıyla ilgili yeni yaklaşımlar ortaya çıktı. Yerel yönetimlerin önemi oldukça arttı. Yerel yönetimlerin çalışma şekillerinde de değişimler yaşandı. Sahada, evde çalışma usulleriyle ilgili yeni metotlar hızlı bir şekilde üretildi. Yerel yönetimler toplumun ilk başvurduğu merkezler. Salgın sürecinde kendisini fazlasıyla gösterdi. Yerel yönetimler akıllı şehir uygulamalannın olumlu neticelerini aldı. Bundan sonra yapılacak her işin sağlık boyutu da düşünülmeli.

Çalıştayın kapanış konuşmasını yapan Başkan Ahmet Metin Genç, salgınlarla mücadele için nüfus yoğunluğunun dengeli bir şekilde bütün kent sathına yayılması gerektiğini belirterek, "Bu tür salgınlar bizim inancımızın ve medeniyetimizin gereği olandayanışma ruhunu ortaya çıkanyor. Bütün belediyelerde ortak uygulamalar aldı. Maske üretiminden tutun da yardımlara ve temizlik gibi konulara kadar... 2009 yılında Trabzon‘umuzun topografyası gereği yapılaşmanın yoğun ve çarpık olduğu şehrimizde biz yerel seçimlerde Trabzon‘da yapan değil, yıkan belediye başkanlan daha çok anılacak‘ demiştik. O zaman biraz sıradışı gibi kabul edilmişti ama artık bunun önemini anladık. Yaşanabilir kent açısından, insan sağlığı açısından, sürdürülebilir yaşam kalitesi açısından yeşilin artınlması gerektiği ortaya çıktı. Yoğun yapılaşmanın da pandemi sürecinde sirkülasyonu artırdığı için bunun dengelenmesinin gerekli olduğu ortaya çıkü. Nüfus yoğunluğunun dengelenmesi gerekir. Şehrin nüfus artışıyla Ortahisar‘in nüfus artışı birbirinden çok farklı. Ortahisar nüfusumuz 306 binden 340 bine çıkü. Pandemiden sonra eski mahalle kültürümüzün tekrar canlandırılması gerektiğini anlamış olduk.Teknolojinin kent yaşamını kolaylaştırmasının yanında şehre getirdiği yükü hesap edemiyoruz. Krsal yaşamın önemi ve değeri artti. Bize emanet olarak bırakılmış su kaynaklanmızı, temiz havayı, doğal kaynaklanmıa korumalıyız. Doğaya müdahale etmeden, doğayla birlikte yaşamalıyız. Karadeniz Bölgesi iklim değişikliği eylem planı geçen yıl temmuz ayında yürürlüğe girdi. Ona ilişkin çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bizlerde yerel yönetimler olarak bundan sonraki çalışmalarda bu parametreleri dikkate alarak adımlar atmalıyız diye düşünüyorum. Çok güzel bir toplantı oldu. Katılan bütün hocalanmıza yürekten teşekkür ediyorum, "ifadelerine yer verdi.

TMMOB
Şehir Plancıları Odası

Çerez Politikası & Gizlilik Sözleşmesi

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz

kişisel verilerinizin Odamız tarafından işlenme amaçları konusunda detaylı bilgilere KVKK sayfamızdan ulaşabilirsiniz.

"/>