Etik İlkeler Özlük Hakları
PLANSIZ ULAŞIM YATIRIMLARI KAMU KAYNAKLARININ İSRAFIDIR!
BASIN AÇIKLAMALARI
Yayına Giriş Tarihi
2020-11-19
Güncellenme Zamanı
2020-11-19 13:10:49
Yayınlayan Birim
ANKARA

Kentsel arazi kullanımını, kentin gelişimini ve makroformunu belirleyen nazım imar planları ile ulaşım planları arasında karşılıklı bir ilişki bulunmaktadır. Ulaşım planlaması, kent içerisinde konut, çalışma, üretim, tüketim ve sosyal donatı fonksiyonlarının yer aldığı alanların birbiri ile ilişkisini güçlendirmek ve arasındaki bağlantıları etkin ve sürdürülebilir biçimde kurmak amacıyla, nazım imar planlarına uygun biçimde, katılımcı ve bütüncül bir bakış açısıyla ele alınması gereken bir kamu hizmetidir.

Kentlerin iklim değişikliğine uyumu, herkes için sağlıklı, konforlu ve güvenli bir toplu taşıma ağının oluşturulması ve engelsiz mekanların tasarlanması gibi birçok konunun ortak bir vizyon kapsamında ele alınması gerekmektedir. Bu yaklaşımla hazırlanması gereken Ankara Ulaşım Ana Planı`nın yetki ve sorumluluğu ise Ankara Büyükşehir Belediyesi`ndedir.

Ankara 1990 Nazım İmar Planı kapsamında Ulaşım Ana Planı yapılmasının ifade edilmesinden itibaren Ankara için ulaşım planlaması yerel yönetimlerin gündemi haline gelmiştir. 2023 Başkent Ankara Nazım İmar Planı kapsamında ABB ile Gazi Üniversitesi arasında 26 Eylül 2011 tarihinde bir protokol imzalanmıştır. Gazi Üniversitesi tarafından üretilen bu Ulaşım Ana Planı, ABB tarafından onaylanmamış; süreçle ilgili her iki kurumdan da bugün dahi hiçbir açıklama gelmemiştir. Üzerinden 9 sene geçmesine rağmen, Ankara Ulaşım Ana Planının sonuçlandırılarak onaylanmamış olması kentimiz açısından ciddi sorunlar yaratmaktadır.

08.07.2020 tarihinde Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi`nin aldığı kararla Gazi Üniversitesi ile yeniden bir protokol imzalanmıştır. Yine Gazi Üniversitesi tarafından üretilmesi beklenen Ankara Ulaşım Ana Planı, geçmişteki soru işaretleri bulunan alanların aydınlatılıp kamuoyuyla paylaşılmadan, hatalı ve eksik bir planlama sürecinin tüm analiz ve verilerinin doğru kabul edilerek, üzerine yeni bir planlama sürecinin başlatılması hiç bir yönüyle kabul edilebilir değildir. Bir önceki basın açıklamamızda da değindiğimiz üzere, Ankara`nın kentsel gelişimine ve kentsel alanlarına yön veren üst ölçekli nazım imar planlarının ve hukuki süreçleri tamamlanmamış olan çevre düzeni planlarının beraber ele alınması gerekmektedir (1). Tüm şaibeli süreci bir kenara bırakılarak değerlendirildiğinde dahi, ABB`nin ulaşımda ortak bir vizyon belirleme niyetinin olmadığı açıkça görülmektedir.

ABB yönetimi, gerekli analiz ve etütler olmaksızın, üst ölçek planlarla belirlenmemiş, yüksek bütçeli ulaşım kararları almaktadır.

Göreve geldikten ancak bir buçuk yıl sonra, tartışmalı bir biçimde Ulaşım Ana Planı üretme kararı alan, üst ölçekli planlara dair süreci halen başlatmayan ve Gökçek talanının, Fetö soruşturmalarının ve harcanan kamu kaynaklarının kamuoyuna açıklamasını dahi yapmadan, yine benzer yönteme başvuran ABB; bütüncül bir plana ait olmayan, birbirinden bağımsız ve çelişkili projelere imza atmaktadır. 2019 yılından itibaren Ankara Büyükşehir Belediyesi`nin köprü, otoyol bağlantısı, alt-üst geçitler, yaya geçitleri, metro ihalesi ve bisiklet ulaşımına yönelik parçacıl kararlar ve yatırımlar gerçekleştirdiği görülmektedir. Sınırlı sayıda yapılan paydaş katılım toplantılarında, yaptığımız yüz yüze görüşmelerde ve hukuksal mücadele süreçlerimizde, kamu yararının ancak bütüncül planlama ile sağlanabileceğini defalarca vurgulamış olmamıza rağmen, parçacıl müdahaleler ısrarla sürdürülmektedir. Noktasal ve kısa vadeli uygulamaların, Ankara`nın uzun vadeli çözümlere ihtiyacı olan ulaşım sorunlarına çare olmayacağı, aksine kamu kaynaklarının boşa harcanmasına neden olacağı açıktır.

Ankara kenti uzun yıllardır, şehircilik ilkeleri doğrultusunda gereken analiz ve etütler gerçekleştirilmeden alınan keyfi kararlarla kamu kaynaklarının israfına neden olan yüzlerce uygulamanın kurbanı olmuştur. Bütüncül üst ölçekli mekansal planların ve buna bağlı ulaşım planlarının üretilerek, geçmişteki tahribatların onarılması ve uzun vadeli kalıcı çözümlerin ilgili tüm paydaşlarla birlikte üretilmesi gerekmektedir. Sadece acil durumu kurtarmaya yönelik uygulamalar, sorun alanlarının çözümünü ertelemekte ve mevcut sorunları daha da büyütmektedir.

Örneğin Ankara Büyükşehir Belediyesi 2019 Yılı Faaliyet Raporu`nda Köprüler, Otoyol Bağlantısı, Oto Alt-Üst Geçit başlığı altında yer alan Botanik Alt Geçit, Ekolojik Köprü ve Şehir Hastaneleri Köprüsü, Beytepe 1 ve 2 Köprüsü, Hacettepe Üniversitesi Katlı Köprülü Kavşağı, Dumlupınar Bulvarı Konutkent Girişi, Başkent Üniversitesi Önü ve Yaşamkent Mahallesi Girişi Alt Geçitleri, Sincan Organize Sanayi Bölgesi Alt geçidi, Etimesgut Şeker Mahallesi Yol Açımı, Hacettepe Üniversitesi Bağlantı Yolu ve Hacettepe Köprüsü Varyantı, Karapürçek Otoyol Bağlantısı ve güvenliksiz yolları "güvenlikli" hale getirmek için yapılan yaya geçitleri, dökülen asfaltlar, açılan yeni yollar gibi birçok ulaşım yatırımı, bütüncül hiçbir dayanağı olmayan, hiçbir zorunluluk, analiz ve etüt olmaksızın, noktasal ve kısa süreli çözümler şeklinde gerçekleştirilmiştir. Bunlar, yüksek miktarlarda kamu kaynağının aktarıldığı ve günübirlik çözümlerden başka bir karşılığı olmayan israf projeleridir. Üstelik yeni yollar, yeni rant alanları açmakta, özel araç kullanımını artırmakta, yaya ve engelli ulaşımını imkansız hale getirmektedir.

Ankara Büyükşehir Belediyesi, 11 Ağustos`ta "Ankaray (A1) Dikimevi-Natoyolu Raylı Sistem Uzatma Hattı Uygulama Projesi" adıyla ihale düzenlemiştir. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından ise Keçiören Metrosunun Güvenpark çıkışının sağlanmasına yönelik çalışma yürütülmektedir.  Bu çalışmaların tümü, Ulaşım Ana Planı olmaksızın alınan, Ankara`nın geleceğini etkileyen ve büyük miktarda kamu kaynağı gerektiren kararlardır. Üst ölçekli planlarda öngörülmemiş, kent mekanına, kültürel ve doğal değerlere nasıl etki edeceği analiz edilmemiş, projeleri kamuoyuyla şeffaf biçimde paylaşılmamış, güzergah ve durak sistemleri açısından dahi  herhangi bir gerekçeye dayandırılmamış bu  projelerin hayata geçirilmesi şehircilik ilkelerine ve kamu yararına aykırıdır.

Bisiklet Yolları

2020 yılı Temmuz ayında Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından "Ankara`da Kent İçi Ulaşımının Karbonsuzlaştırılması ve Motorsuz Ulaşım Türleri Projesi Kapsamında Öncelikli Bisiklet Ağı Etüdü-Ankara Bisiklet Stratejisi" adlı belge yayınlanmıştır. Yetersiz olsa dahi Ankara için bir başlangıç olmasını arzu ettiğimiz bisiklet yolları ve yeşil ulaşım, hem sağlıklı bir kentsel yaşamın hem de iklim kriziyle mücadelenin önemli adımlarıdır. Ancak bu adımın da üst ölçekli plan çalışmalarına ve yeterli etüt çalışmalarına dayanmadan, tüm paydaşların görüşlerini içermeyen süreçlerle yürütülmesi, bisiklet kullanımını yaygınlaştırmak ve bisikletlilerin güvenliğini sağlamak konusunda samimi olunmadığına işaret etmektedir.

Hangi Ulaşım Ana Planından, hangi üst ölçekli plan ve vizyondan geldiği belli olmayan "Kent İçi Ulaşımının Karbonsuzlaştırılması ve Motorsuz Ulaşım Türleri Projesi" için bisiklet stratejileri geliştirilmektedir. "Ankara Bisiklet Stratejisi" adlı etütte bisiklet yollarının standartları, tanımları ve özellikleri derlenmiş ve genel bir bilgi verilmiştir. Ankara ile ilgili, bisiklet yolları için gerekli hassasiyeti olmayan "Ankara`nın kırsal alanlarını eğimli alanlar; kentsel alanlarını eğimsiz alanlar" şeklinde gösteren bir eğim analizi dışında yeterli analiz çalışmaları yapılmamıştır. Metro güzergahları ve istasyonların erişim mesafeleri belirlenmiş, ancak içerisindeki nüfus ve kullanıcı grupları gibi bilgiler incelenmemiştir.

Ankara Büyükşehir Belediyesi "Ankara`da Kent İçi Ulaşımının Karbonsuzlaştırılması ve Motorsuz Ulaşım Türleri Projesi" kapsamında çalışmalar yürütürken ancak 900 metre bisiklet yolu yapmıştır. Diğer taraftan sadece 2019 yılında 1,615,996 ton asfalt dökmüş ve 1,858,470 metrekare yeni yol açmıştır. Kentsel gelişim ve ulaşım vizyonu belirlenmeksizin, birbirinden bağımsız yürütülen ulaşım projelerinin ve noktasal çözümlerin kent içi erişilebilirliği uzun erimde olumsuz etkileyeceği ve çelişkili uygulamalara yol açacağı aşikardır.

Katlı kavşak ve köprü projeleri, dökülen milyon tonlarca asfalt ve açılan kilometrelerce yeni yol ile özel otomobil kullanımını teşvik edip; bölgesel odaklar arasında bağlantı sağlamayan, bisiklet kullanıcılarının güvenli erişimi için durak ve araç yolu ilişkisini sağlıklı kurmayan, yayaları alt ve üst geçitlere mahkum ederken, yaşlı, engelli ve çocukların sağlıklı erişimini güvence altına almayan uygulamaların tümü ulaşım planlaması yaklaşımından uzaktır.

Üst ölçekli planlar çerçevesinde, güncel veriler ve araştırmalar, kentsel kullanımlar, nüfus verileri, nüfus projeksiyonları ve toplumsal taleplerle belirlenen bir Ulaşım Ana Planı doğrultusunda kamu kaynaklarının verimli ve anlamlı kullanılması gerekliliğini yeniden hatırlatırız. Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi olarak söz konusu projeler hakkında Ankaralıları bilgilendirmeye devam edeceğimizi, kamu kaynaklarını israf eden tüm plan ve projelerin takipçisi olduğumuzu, kamu yararına aykırı her işlemde hukuki mücadelemizi sürdüreceğimizi kamuoyuna duyururuz.


TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi

1. Ulaşım Ana Planı, Gazi Protokolü hakkındaki açıklamamız:
http://spoankara.org/haber/saibeli-planlama-sureclerine-bir-yenisini-eklemeden-once-ankara-ulasim-ana-planinin-gecmisi-ve-gelecegi-aydinlatilmalidir/

TMMOB
Şehir Plancıları Odası

Çerez Politikası & Gizlilik Sözleşmesi

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz

kişisel verilerinizin Odamız tarafından işlenme amaçları konusunda detaylı bilgilere KVKK sayfamızdan ulaşabilirsiniz.

"/>