Etik İlkeler Özlük Hakları
İMAR AFFI HAKKINDA
HABERLER
Yayına Giriş Tarihi
2003-07-01
Güncellenme Zamanı
2003-07-01 14:47:01
Yayınlayan Birim
MERKEZ
BASINA VE KAMUOYUNA
01/07/2003


Bir süredir TBMM gündeminde bulunan "Çeşitli Kanunlarda ve Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı" Meclis Genel Kurulu gündemine gelmiş bulunuyor. Ülkemizde kentleşme ve planlama alanında yaşanmakta olan sorunları geri dönüşü mümkün olmayacak şekilde arttıracağından ve bu alanlarda yeni sorunlara neden olacağından kuşku duymadığımız düzenlemeler içeren tasarı hakkındaki görüşlerimizi ve taleplerimizi kamuoyu ile bir kez daha paylaşmak isteriz.

Söz konusu kanun tasarısı, hazine arazilerinin işgalcilerine satışını sağlayarak İMAR AFFI düzenlemesi getirmektedir. Ülkemizde bugüne değin gerçekleştirilen İMAR AFLARI, kaçak yapılaşma sorununun nedenlerini ortadan kaldırmadığı gibi bu sorununun sonuçlarını yasallaştırarak, kaçak yapılaşmayı özendirici olmuştur. Böylelikle her İMAR AFFI düzenlemesi bir sonraki İMAR AFFININ gerekçesi haline gelmiştir. Söz konusu yasa tasarısı 'İşgalciyi Yasa ile Haksahibi' yaparak olumsuz hukuksal sonuçlar yaratmasının yanı sıra satışların gerçekleşmesini izleyecek fiili durumlarla planlama ve kentleşme faaliyetleri açısından birtakım oldu-bittilere neden olacaktır.

Böylesi bir düzenlemenin gecekonduda yaşayanların sorunlarını çözmesini beklemek de mümkün değildir. Sorunları çözmediği gibi gecekondu alanlarının rehabilite edilmesi olanağını da yok etmektedir. Ülkemiz kentlerinde kaçak yapı alanları sadece gecekondulardan oluşmamakta ve buralardaki yapı ve arsa sahipliğide 'arazi mafyası' gibi örgütlü grupların elinde bulunmaktadır. Hazine arazilerinin yapı sahiplerine satılması, arazi mafyasına rant aktarımı yapmaktan başka bir işe yaramayacaktır.

Kanun tasarısında ayrıca üzerinde yapı olmayan hazine arazilerinin talep edenlere satılması da sağlanmaktadır.Böylelikle kentlerin sağlıklı ve planlı gelişmesinde önemli işlevi olan kamu arazi stoku eritilecektir. Önemli kentsel projelerin gerçekleştirilmesi, kamusal hizmetlerin sunulabilmesi, ucuz konut ve benzeri toplumsal amaçlı yatırımların yapılabilmesi, acil durumlarda gereksinim duyulan kimi kentsel kullanımların gerçekleştirilmesi (çadır kentler, geçici konut alanları gibi) için kamu arazileri çok önemli planlama araçlarıdır. Kamunun elinde bulunan arazi stokunun eritilmesi durumunda kentin gelişminden ve planlamadan sorumlu olan kişi ve kurumların önemli bir uygulama aracı da ortadan kaldırılmış olacaktır.

Kanun tasarısının içerdiği pek çok olumsuzluktan bir tanesi de 1. Derece Doğal Sit Alanlarında %3 oranında yapılaşma hakkı getirilmesidir. Böylesi bir düzenleme ülkemizde doğal sit alanlarının korunmasında yaşanan güçlükleri daha da arttıracaktır. Ekolojik değerler ve bitki örtüsü açılarından doğal, üstün ve özgün nitelikleri olan doğal sit alanlarının korunmasına ve buraların herkesin yararlanması için açık alanlar olarak kalmasına özel bir önem atfedilmesi kamu ve toplum yararı açısından bir gereklilik olduğu gibi dünyanın üzerinde hemfikir olduğu evrensel değerlerin de bir gereğidir. Kanun tasarısında yer alan düzenleme; doğal varlıkların ve çevresel değerlerin benzersiz örneklerinin bulunduğu birinci derece doğal sit alanlarını yapılaşmaya açarak kendimize ve insanlığa karşı sorumluluklarımızı yerine getirmeyeceğimizi ilan etmektir. Eğer Tasarı mevcut haliyle yasalaşırsa hükümet, hem Türkiye toplumuna hem de insanlığa karşı doğal çevrenin korunması sorumluluğunu taşımadığını ilan edilmiş olacaktır. Kanun tasarısının gündeme gelmesinin bile bazı bölgelerimizde kaçak yapılaşmayı arttırdığı gözlenmektedir. Tasarının bu düzenlemeyi içerir şekilde yasalaşması halinde Koruma Kurullarının büyük baskılarlara maruz kalması, koruma amaçlı imar planlarında hızla değişiklikler yapılması yönünde taleplerin somutlaşacak olması sürpriz olmayacaktır.

Meclis gündeminde bulunan tasarının yasalaşması halinde ülkeyi büyük bir tehlike beklemektedir. Bu tehlike kıyıların, orman alanlarının, doğal alanların yağmalanmaya başlanması tehlikesidir. Yasa tasarısının imar affı da getiriyor olması, geçmiş dönemlerde de tanıklık etmiş olduğumuz gibi pek çok alanı işgal etmeyi ve yağmalamayı bekleyen kesimleri cesaretlendirecektir.

Hali hazırda bir sorunlar yumağı haline gelen kentlerimizi daha büyük sorunların içine atacak, doğal ve kültürel değerlerimize geri dönüşü mümkün olmayacak zararlar verecek, hukuk kurallarına saygılı yurttaşları bu kuralları çiğneyenler karşısında 'haksız' bir konuma getirecek düzenlemeler içeren tasarının yasalaşmaması gerekmektedir. TBMM, tezkere oylamasında gösterdiği doğru tavrı doğal sit alanlarını işgale ve yağmaya açan, imar affı düzenlemesi getiren söz konusu yasa tasarısını reddederek de göstermelidir. Bu, toplum ve kamu yararından yana olan, ülkenin geleceğinin kısa vadeli rant hesaplarına kurban edilmesine razı olmayan başta milletvekilleri olmak üzere hepimizin görevi ve sorumluluğu gereğidir.


TMMOB ŞEHİR PLANCILARI ODASI YÖNETİM KURULU ADINA
Osman BALABAN
II. Başkan
TMMOB
Şehir Plancıları Odası

Çerez Politikası & Gizlilik Sözleşmesi

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz

kişisel verilerinizin Odamız tarafından işlenme amaçları konusunda detaylı bilgilere KVKK sayfamızdan ulaşabilirsiniz.

"/>