Etik İlkeler Özlük Hakları
SU VE KANALİZASYON HİZMETLERİNİN HALK SAĞLIĞI VE KENTSEL YAŞAM KALİTESİ AÇISINDAN ÖNEMİ: MALATYA ÖRNEĞİ
SU KOMİSYONU
Yayına Giriş Tarihi
2007-09-24
Güncellenme Zamanı
2007-09-24 17:07:59
Yayınlayan Birim
MERKEZ

Birleşmiş Milletler, 2002 yılında sağlıklı suya erişimi bir insan hakkı olarak kabul etmiş ve 2005 yılında "yaşam için su" konulu 2005 - 2015 yıllarını içine alan on yıllık bir program dönemini başlatmıştır. Programın hedefi, güvenilir içmesuyuna ve kullanılan suyun uzaklaştırıldığı basit bir sisteme ulaşamayan nüfusun sayısını yarıya indirmektir. Mart 2006‘da Meksika‘da düzenlenen 4. Dünya Su Forumunda "dünyada her gün beş yaşın altındaki 4.500 çocuğun temiz suya erişemediği ve atıksuların hijyen koşullarına uygun bertaraf edilememesi sonucunda öldüğü" belirtilerek su ve kanalizasyon şebekesinin sağlık açısından önemi vurgulanmıştır. Ancak bugün sağlıklı suya erişim konusunda yaşanan sorunun sadece fiziksel olarak bir şebekeye bağlanmakla sınırlı olmadığı açıktır. Dünyada su kaynaklarının kirlenmesi, artan nüfus ve suyun ekonomik bir değer olarak fiyatlandırılması sonucunda kıtlık, yoksulluk ve yoksunluk üçgeninde suya erişim, özellikle yoksullar için, önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.

Türkiye açısından su ve kanalizasyon hizmetlerine erişim açısından durum değerlendirildiğinde, DİE 2004 yılı verilerine göre, anket uygulanan 1911 belediyenin 1910‘unda içme ve kullanma suyu şebekesi bulunmaktadır. Ancak, 2004 yılında şebeke ile dağıtılmak üzere çekilen 4,7 milyar m3 suyun ancak 2,08 milyar m3‘ü arıtma tesislerinde arıtılmaktadır. Arıtılmayan içme ve kullanma suyunun toplam içindeki payı % 56,1 dir. DİE 2001 yılı verilerine göre kanalizasyon hizmeti alan belediye sayısı 1879‘dur. Kanalizasyon şebekesi ile hizmet verilen nüfusun toplam belediye nüfusu içindeki oranı ise % 78,7 dir. Tüm bu değerler sağlıklı içme ve kullanma suyunun sağlanmasında ve arıtma konularında Türkiye‘de ciddi sorunlar olduğunu göstermektedir.

Bu çerçeve içerisinde bildirinin amacı su ve kanalizasyon hizmetlerinin insan sağlığı açısından önemini vurgulamak, özellikle kentlerde halk sağlığı ve yaşam kalitesini etkileyen önemli bir faktör olduğunu, alan çalışması bulgularıyla ortaya koymaktır.

Gereç ve Yöntem
Kasım 2005‘te Malatya Kenti‘nde, şebeke üzerinden kente sağlanan suyun kalitesindeki değişim kısa bir süre içinde 8.000 kişinin sağlık kurumlarına başvurmasına neden olmuştur. Bu olay üzerine Şehir Plancıları Odası Su Komisyonu Malatya Kentinde hanehalkı su kullanımı ve diyare görülme durumunu inceleyen bir anket çalışması yapmıştır. Bildiri, bu ankette elde edilen bilgiler ile yerinde yapılan görüşmelere ve gözlemlere dayanmaktadır.

Bulgular / Sonuç
Hastalığın çıktığı dönemde İnönü Üniversitesi‘ne İl Sağlık Müdürlüğü tarafından yollanan su örneklerinde koli basili saptanmıştır. Üniversitenin şehir içmesuyunda ve hastaların dışkısında gerekli laboratuar incelemeleri sonucunda salgına neden olan rotavirus antijeni her iki örnekte de görülmüş ve hastalığın viral kaynaklı olduğu açıklanmıştır. Şebeke sularına kanalizasyon suyu karışımının yanısıra şebeke sularında serbest klor bakiyesinin de az olduğu tespit edilerek şebeke suyunun uç noktalarındaki klor seviyesinin 0,5 ppm den daha düşük olmaması için süper klorlama önlemi alınmıştır (İnönü Üniversitesi‘nin Kamuoyu Duyurusu, Kasım 2005).

Yukarıda belirtilen nedenler doğrultusunda ŞPO tarafından Malatya kentinde yapılan çalışma sonuçlarında da hastalığın, hanehalkının su kullanım alışkanlıklarına ilişkin hijyen koşullarından daha çok, su ve kanalizasyon hizmetlerinden kaynaklanan sorunlara dayalı olduğu görülmüştür. Malatya Belediyesi‘nde halkın sağlığını doğrudan etkileyen su, kanalizasyon ve atıksu işletme hizmetlerinde işin gerektirdiği bilgi ve deneyime sahip olmayan elemanların istihtam edilmesi, halk sağlığı için bir tehdit oluşturmaktadır. Salgına neden olan etken, içmesuyu şebekesinde tespit edilen E.kolibasilidir. Bu durum içmesuyuna atıksuyun karıştığının bir göstergesidir. Malatya kentinde mevcut su şebekesindeki sızıntının %40 düzeyinde olması da şebekede fiziksel ve teknik sorunların olduğunu göstermektedir.

Malatya örneğinde ve benzer çalışmalarda saptanan ortak sonuç, sağlıklı bir kentsel yaşam için güvenilir ve sağlıklı suya erişimin fiziksel olarak sağlanması kadar, hizmetin ödenebilir düzeyde ve kesintisiz olarak kamu hizmeti anlayışı içinde verilmesi gerekliğidir. Bu ise ancak, sağlıklı, güvenilir ve ödenebilir koşullarda suya erişimin, merkezi ve yerel yönetimler tarafından da bir insan hakkı olarak kabul edilmesi ve suyun sosyal bir değer olduğu görüşünden hareketle yönetilmesine bağlıdır. Ayrıca hizmetin doğrudan kentlinin yaşam kalitesine ve sağlığını etkileyen bir kamu hizmeti olduğu bilinci içinde, şebeke suyunun kalitesinin sürekli izlenmesi ve halka duyurulacak şekilde yayınlanmasını sağlayacak şeffaf bir yerel hizmet yönetim anlayışının belediyeler tarafından benimsenmesi gerekir. 

TMMOB
Şehir Plancıları Odası

Çerez Politikası & Gizlilik Sözleşmesi

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz

kişisel verilerinizin Odamız tarafından işlenme amaçları konusunda detaylı bilgilere KVKK sayfamızdan ulaşabilirsiniz.

"/>