Etik İlkeler Özlük Hakları
5 HAZİRAN DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ HAKKINDA 05.06.2007 TARİHLİ ORTAK BASIN AÇIKLAMASI
BASIN AÇIKLAMALARI
Yayına Giriş Tarihi
2007-06-05
Güncellenme Zamanı
2010-03-11 10:50:40
Yayınlayan Birim
ANKARA

Dünya Çevre Günü olarak tüm dünya olduğu gibi ülkemizde de kutlanan 5 Haziranı her yıl olduğu gibi bu yıl da "kutla(ya)mıyoruz".

Kutla(ya)mama sebebimiz katlanarak büyüyen ve dünyayı ekolojik bir krize doğru sürükleyen sorunlar ve bu sorunların her geçen gün rant kaygısı ile artıyor olmasıdır.

Hafızaları tazeleyerek ve genelden kentimize doğru gitmek sorunun bütününü görmek açısından yararlı olacaktır.

20. yüzyılı savaşlarla ve çevresel felaketlerle geçiren dünyanın aynı sorunu 21. yüzyılda da yaşadığı, savaşlar nedeniyle yer yüzündeki tüm canlı ve cansız doğanın zarar gördüğü, en az parayla en çok zararı verme mantığı içerisinde üretilen silahlar ile dönüşü olmayan kirliliklere yol açıldığı, yer yüzündeki kültürel birikimin ve çeşitliliğin yok edilmeye çalışıldığı, öte yandan nükleer denemelerin devam ettiği, Küresel Isınma Sorununun çözümüne yönelik somut adımların atılmayarak günü kurtarma çabası içerisine girildiği, koşullarını yaratmasına imkan verilmeyen 3. dünya ülkelerine uygulanan sömürü sürecinin devam ettiği, tüm dünyanın gözleri önünde açık bir biçimde durmaktadır.

Nükleer santralleri olmayan ama nükleer kazalar yaşayabilen ülkemizde, hala atık sorunun çözülememesi, tehlikeli atık varillerinin her geçen gün medyaya konu olması, para karşılığı gelişmiş (!) ülke atıklarının ülkemize getirilmesi, Avrupa ülkelerinin tamamından daha fazla ekolojik çeşitliliğe sahip olan ülkemizin ormanlarının, kıyılarının ve sulak alanlarının yapılaşmaya açılması ve bu yapılaşmalara gelişme(!) kaygısı ile göz yumulması, mevcut hükümetin giderayak tekellere ve lobilere verdiği sözleri yerine getirebilmek adına nükleer yasa gibi ülkemiz tarihini doğrudan etkileyebilecek yasaları oldu bittiye getirme çabası, öte yandan sürdürülebilir kalkınma mantığının yansıması olan "kirleten öder" prensibi ile ülke ekosisteminin yaşanılamaz hale dönüşmeye başlaması, bilimsel ve ilkesel olarak birbirinden bağımsız olması gereken Çevre Bakanlığı ve Orman Bakanlığı‘nın birleştirilmesi, toprağı doğrudan kirleten ve tarımı tohumları ile patentleyerek sömürgeleştiren Genetiği Değiştirilmiş Organizmalı (GDO) Ürünlerin, ülkemizde kullanılmasının önünün açılması en can alıcı sorunlarımızdır.

Ankara özeline dönecek olursak, durum ne yazık ki genelden farksız hatta daha can alıcı bir boyuttadır.

Ankara yönetiminin sosyal politikalardan ve planlı çalışma kültüründen uzak oluşu kentteki sorunların temelini oluşturmaktadır. Kuşkusuz çevre kavramı salt bir doğacı yaklaşım ile incelenemez. Kültür, sağlık, ekonomi, barınma, beslenme, ulaşım gibi temel insani haklar da günümüzde çevre konusunun içerisinde yer almaktadır.

Son dönemde her yaz olduğu gibi su sıkıntısı Ankaralıların gündemine oturmaktadır. Büyükşehir Belediye Başkanı su sorununu tuvaletlere konulacak 1 litrelik pet şişelerle çözme çabası içerisine girmiş ve Ankaralıların tasarruf etmesi gerektiğini açıklamıştı. O zaman yaptığımız açıklamalarda Başkanın tasarruf etmesi gerektiğini vurgulamıştık. Ankara‘nın su ve kanalizasyonundan sorumlu olan ASKİ‘nin uzun zamandır yol çalışmaları yaptığını ve böyle giderse işini yapmayan bir kurumun yaşanacak su sıkıntısından sorumlu olacağını vurgulamıştık. Küresel Isınma sorununun bu kadar yoğun biçimde tartışıldığı bir dönemde kulağını bilime kapayan Belediye Başkanının ranta dönük çalışma yapması çok da şaşılacak bir durum değildir. Serbest piyasa ekonomisine bel bağlayan ve belediyenin her birimini özelleştirmeye çalışarak sorunların üstünü örten politik (!) anlayış Ankaralıların güvenli yaşama, sağlıklı içme suyuna erişim gibi haklarını bir kenara bırakmıştır. Bu sorunların kaynağında kentimizin uzun zamandır rant amaçlı, "ticaret merkezi" merkezli bir bakış açısı ile yönetilmesi yatmaktadır. Şimdi sorulması gereken soru, Büyükşehir Belediye Başkanı iktidarda olduğu süre içerisinde Ankara‘nın su sorununu somut bir biçimde çözecek ne gibi çalışmalar yaptığıdır!

Diğer bir taraftan, Ankara‘nın ekolojik dengesini ciddi oranda belirleyen, etkileyen Ankara‘nın gölleri ve akarsularıdır. Eymir ve Mogan Göllerinde yaşanan kirlilik neredeyse geri dönüşü olmayan boyutlardadır. Doğal yapılara sahip çıkmak, kentlinin sağlıklı bir çevrede yaşamasını sağlamak için politika geliştirmesi gereken kent yönetimi yapay göller yaparak rant elde etmeye çalışmış ve Ankara çayı gibi önemli bir değerin üstünü "örterek" bertaraf etmiştir. Giderek derinleşen çevre, kentleşme sorunları önümüzdeki günlerde de her sene olduğu gibi Ankaralıları hastalık ve buna benzer pek çok sorunla karşı karşıya getirecektir.

Öte yandan, kentimiz kış ayları içerisinde yoğun bir biçimde hava kirliliği yaşamış ve hava kirliliğinin boyutları "istasyonlardaki yenileme" çalışmaları nedeniyle ölçülememiş ve kamuoyu ile paylaşılamamıştır. Bir ülkenin başkentindeki hava kirliliğinin ölçülememesi ülkemizin sosyal politikalardan ne kadar uzak olduğunun en büyük göstergesidir. Hava kirliliğinin 20. yüzyılda Londra gibi büyük kentlerde on binlerce insanın yaşamını yitirmesine neden olduğunu tekrar hatırlatmak isteriz.

Ulaşım politikasızlığı ise Ankara‘nın birçok alanını etkileyen bir problemdir. Toplu taşımanın geliştirilmemesi, metro çalışması yerine yol genişletme çalışmalarına öncelik verilerek metronun yıllardır tamamlanmaması, bireysel otomobil kullanımının desteklenmesi, kent merkezinin araç öncelikli olması, gerek Ankara‘nın hava kirliliğine neden olmakta gerekse kentlinin yaşam hakkını elinden almaktadır. Bir kez daha vurguluyoruz, toplu taşımanın geliştirilmesi demek, kentlilerin, zamanında, rahat ve ucuz bir biçimde taşınması demektir.

Ankara‘nın katı atık sorunu ise medyatik olarak çözülmüş gösterilmektedir. Şu çok açıktır ki bilimsel olarak, rehabilite edilen vahşi depolama alanlarına çöp dökümünün durdurulması gerekir. Ancak Mamak Çöplüğü‘ne çöp dökümü devam etmektedir. Mamaklıların yaşadığı sorunları ise göz ardı etmek ahlaki bir muhasebe gerektirir. Ankara‘nın ciddi çalışan, periyodik olarak denetlenen düzenli depolama alanlarına ihtiyacı hala sürmektedir. Ancak ne yazıktır ki bu politikasızlıkla devam edilirse Ankara‘nın atık sorunu da "su" sorunu gibi çözümsüzlüğe doğru gidecektir.


Tüm bunların yanında halkın, kentlinin, Ankaralının sesine kulağını tıkayan Belediye Başkanı dönüşüm projeleri ile göz boyamakta, halkı evlerinden ederek sokağa atmaya çalışmaktadır. Sağlıklı yaşam, güvenli çevre anlayışını bile rahatsız edici bulan zihniyet barınma hakkı gibi en temel haklarını bile kentlisinin ellinden almaya çalışmaktadır.

Yukarıda bahsettiğimiz süreçler hatırlayacağınız üzere her sene yaşanmaktadır. Sanal bir biçimde ve kabulleniş üzerinden süren bir kent yönetimi sorunları bağrında biriktirmektedir. Ancak kuşkusuz bu sorunlardan en çok zarar gören yine kentliler olacaktır. Defalarca uyarmamıza rağmen göz ardı edilen su sorunu, hava kirliliği, ulaşım politikasızlığı, su yönetimsizliği nedeniyle yaz aylarında artan hastalıklar gibi sorunlar bu yaz da gündemimizde olacaktır, bu sorunları tahmin edebilmek için kuşkusuz müneccim olmaya gerek yoktur, kentin gidişatını takip etmek yeterli olacaktır.

Tüketim üzerinden üretim yapan ekonomi politikasının yaşamın sürdürülebilirliğine engel olduğu, kentlilerin kent yönetimlerine katılamadığı, mimar, mühendis ve plancıların görüşlerinin göz ardı edildiği, bilimden uzak yaklaşımların hüküm sürdüğü ve dolayısıyla; dünya, ülke ve kent ölçeğinde can alıcı ekolojik sorunların yaşandığı bir durumda 5 Haziran‘ı kutlamayı bu kentin mimar, mühendis ve şehir plancıları olarak doğru bulmuyoruz ve tüm kentlilere bu sorunları tartışmak ve çözüm üretmek için etkinliklerimize davet ediyoruz. Biliyoruz ki Değerlerine Sahip Çıkan, Yaşanılabilir Bir Ankara MÜMKÜN!

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Ankara Şubesi
TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Ankara Şubesi
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şubesi
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası
TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Ankara Şubesi
TMMOB Metalurji Mühendisleri Odası
TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi
TMMOB Peyzaj Mimarları Odası
TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi

TMMOB
Şehir Plancıları Odası

Çerez Politikası & Gizlilik Sözleşmesi

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz

kişisel verilerinizin Odamız tarafından işlenme amaçları konusunda detaylı bilgilere KVKK sayfamızdan ulaşabilirsiniz.

"/>