Mevcut hükümet sözcüsü Bülent Arınç‘ın basın toplantısında Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek hakkında sarf ettiği;"Adaylığı ve seçimlerde oy isterken bu yapının kucağına oturmuştur, yurt yerleri vermiştir, imar planlarında değişiklikler yaptırmıştır, zengin adamlara okullar yaptırmıştır. Ankara parsel parsel satılmıştır" şeklindeki sözlerini tüm Türkiye şaşkınlık içerisinde izlemiştir. Ancak tarafımızca bu durumu şaşırtıcı kılan tek şey yıllardır sürdürdüğümüz kentsel mücadelede hukuki kazanımlarımız ve eylemlerimizle ispatladığımız bir gerçekliğin devlet yönetiminin en üstündeki mercilerinden biri tarafından dile getirilmesidir.
Zira Gökçek‘in yönetimde bulunduğu süre içerisinde ortaya konan yönetim anlayışının Ankara‘yı nasıl bir yıkıma uğrattığı ve bu yıkımın belirli kesimleri nasıl haksız ve hızlı bir şekilde kent arazisinden elde edilen rantla zenginleştirdiği ortadadır. Diğer taraftan şunu da belirtmek gerekir; Melih Gökçek‘in yönetim anlayışı Ankara‘yı sadece kamuoyu tarafından paralel yapı, cemaat, hizmet hareketi şeklinde isimlendiren yapı ile talana uğratmamıştır. Bu talan çarkının içerisinde arazi mafyaları, büyük müteahhitler, otomotiv lobisi, spekülatörler gibi rant avcısı sermayedarlar ve TOKİ‘siyle, Bakanlık mekanizmalarıyla, rezidans kiralayan kamu kurumlarıyla AKP, merkezi iktidar da yer almaktadır.
Odamız bugüne kadar birçok alanda Ankara kentini ve kentlilerinin ortak çıkarlarını korumak adına yürütülen talan düzenine karşı toplumcu duruşu ve mesleki sorumluluğu ile mücadelesini sürdürmüştür.
Ancak Ankara‘nın parsel parsel satıldığını ve geniş kitlelerin kamusal çıkarları yok sayılarak belirli kesimlere planlar ve planlama araçlarıyla ayrıcalıklar sağlandığı hükümetin en üst mercilerinden birisi Bülent Arınç tarafından açıklanmış ve itiraf edilmişken, konu bambaşka bir noktaya evrilmiştir. Bu sebeple, hükümetin en üstündeki mercilerden birisi tarafından yapılmış bu itiraf görmezden gelinmemeli Cumhuriyet Savcıları tarafından gerekli işlemler hemen başlatılmalıdır. Bülent Arınç‘ın sözleri bir suçlama olarak ele alınmalı ve Melih Gökçek hakkında soruşturma süreci başlatılmadır. Bülent Arınç gerçekleşen imar yolsuzluklarına, kent talanına şahittir ve bu şahitliğini bizzat kamuoyuna beyan etmiştir.
Diğer taraftan aynı açıklaması içerisinde Bülent Arınç merkezi iktidarın da bu talanın farkında olduğunu beyan etmiştir. Görevini kötüye kullanan ve kamusal kaynakları çıkar ilişkilerine göre çeşitli siyasi ve sermaye gruplarına peşkeş çeken bir belediye başkanı hakkında devletin iç teftiş süreçlerini bu zamana kadar işletmemesinden ötürü merkezi iktidar da sorumludur ve hukuk devleti gereklerini suiistimal etmiş, yetkilerini kötüye kullanmıştır. 17 Aralık operasyonun ana meselelerinden biri imar yolsuzluklarının ilk elden üzerinin kapatıldığı ve kentsel toprak üzerinde kurulan siyasi ortaklıkların bir şekilde korunduğu hafızamızda yer etmiş iken, merkezi iktidarın bu yolsuzluklardaki rolü apaçıktır. Özetle, oluşan bu suçlarla ilgili olarak merkezi iktidar da sorumludur ve ilgili tüm merciler hakkında da soruşturma sürecinin işletilmesi gerekmektedir.
Yıllardır meslek odamızın kentsel-kırsal kamusal varlıklarımızı korumak için, imar yolsuzlukları marifetiyle gerçekleştirilen sermayenin tüm pratiklerine karşı sürdüğü haklı mücadelesi 23 Mart 2015 tarihi itibariyle daha da önem kazanmıştır. Tüm meslektaşlarımızı meslek onurumuz, itibarımız, etiğimiz, ilkelerimiz, sorumluluğumuz ile bu mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz.
TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi olarak sürecin yakından takipçisi olacağımızı, Ankara‘da bu talan çarkının baş aktörü olan Melih Gökçek ve talan çarkının farkında olduğu kendi sözcüsü tarafından açıklayan fakat herhangi bir teftiş mekanizmasını işletmeyen mevcut hükümet hakkında suç duyurusunda bulunduğumuzu basına ve kamuoyuna saygı ile duyururuz.
TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi
