Etik İlkeler Özlük Hakları
8 KASIM DÜNYA ŞEHİRCİLİK GÜNÜ ŞEHİRCİLİK BİLDİRGESİ
HABERLER
Yayına Giriş Tarihi
2017-11-07
Güncellenme Zamanı
2017-11-07 11:00:42
Yayınlayan Birim
MERKEZ

                     8 KASIM DÜNYA ŞEHİRCİLİK GÜNÜ 41. KOLOKYUMU

                      7-8-9 KASIM 2017, SELÇUK ÜNİVERSİTESİ, KONYA 

                           DÜNYA ŞEHİRCİLİK GÜNÜ BİLDİRGESİ

 

 

8 Kasım Dünya Şehircilik Günü etkinlikleri kapsamında her yıl düzenlenen Dünya Şehircilik Günü Kolokyumu`nun bu yıl 41`incisini; bütüncül planlamaya ilişkin politikaların tümüyle terk edildiği; hukukun, tekniğin ve bilimsel kuralların yok sayıldığı; fiili müdahalelerin plan kararlarının önüne geçtiği; yaşam alanlarının rant projelerine teslim edildiği; kırsal alanların yok sayıldığı; doğal, kültürel ve tarihi değerler üstündeki sermaye ve iktidar baskının sürekli artması nedeniyle, korunmasından vazgeçildiği; tarım alanlarını, ormanlarını, derelerini, köylerini ve kentlerini savunanların, suçlu ilan edildiği; ulusal güvenliği sağlama gerekçesiyle ilan edilen olağanüstü halin olağanlaştırıldığı; adalete olan inancın yara aldığı; kanun hükmünde kararnameler aracılığıyla akademisyen ve kamu personeli olan birçok meslektaşımızın ihraç edildiği; TMMOB`nin ve ona bağlı meslek odalarının baskı altına alınarak etkisizleştirilmeye çalışıldığı bir ortamda kutluyoruz.

 

 

Böylesi bir ortamda, Şehir Plancıları Odası olarak; Anayasa‘dan aldığımız yetki doğrultusunda, bilimi ve tekniği toplumun yararına sunmak için; inandığımız değerlerin verdiği mücadele gücü ve bugünden başlayarak geleceği oluşturmanın sorumluluğuyla, her zaman olduğu gibi kararlı ve inançlı bir şekilde üstlendiğimiz görevleri yerine getirmeye devam ediyoruz.  

 

Her yıl Şehir Plancıları Odası öncülüğünde, 8 Kasım Dünya Şehircilik Günü etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilen ve bu yıl Konya`da, Selçuk Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen 41. Dünya Şehircilik Günü Kolokyumu`nun ana teması; hakkında birçok değerli düşünce ve çalışma olmasına rağmen hala bir dizi sorun alanına sahip olması sebebiyle yeniden ele alınmasını önemsediğimiz "Planlamada Kırsal Alanlar ve Bölge" olarak belirlenmiştir.

 

Modernleşme akımı boyunca öne çıkan tartışmalarda, kentlerin tam aksine kırsal alanlar; sosyal açıdan geri kalmışlığın ve tutuculuğun, ekonomik açıdan katma değeri düşük üretim faaliyetlerinin, fiziksel açıdan ise yapı ve yaşam kalitesi düşüklüğünü ifade eden coğrafyalar olarak ne yazık ki çeşitli ön yargılarla ele alınmış; şimdiyse temelde düşük verimlilik ve azalan ekonomik önem karşısında, sosyal ve ekonomik sistem içerisindeki rolünü yeniden belirleme hedefiyle odaklanılan alanlar haline gelmişlerdir.

 

Bu durum; kentleşmenin, ekonomik faaliyetlerin ve büyümenin öncelenmesi ve sektörel çeşitlilik hedefi sonucu tüketim dinamiklerinin artmasına yola açmıştır. Özellikle doğal kaynaklar üzerinde baskıların ortaya çıkmasıyla, ekilebilir tarım alanlarının giderek azalması, su kaynaklarının ve orman alanlarının tahribi, kırsal yaşam kültürünün değiştirilmeye zorlanması gibi sorunlara neden olmuştur. Diğer yandan merkezi yönetimin, bölgesel eşitsizliklerin ve farklılıkların azaltılmasına yönelik olarak gerçekleştirdiği sosyo-ekonomik kalkınma politikaları; ilginin, kırın ekonomik, sosyal ve fiziksel boyutlarına yönelmesini hızlandırmıştır.

 

Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren köy yerleşimlerinin ve kırsal alanların önemle ele alındığı; bu yerlere yönelik yaklaşım, politika ve modellerin ise ulusal ve evrensel tanımlamaları temel alan ölçütlere göre dönemsel olarak farklılaşarak geliştirildiği görülmektedir. Ülkemizde 1924 tarihli Köy Kanunu ile başlayan süreç, üretilen çeşitli politikalarla günümüze kadar gelişme göstermiş; hemen her zaman kırsal alanların sosyo-ekonomik açıdan gelişimini amaçlayan bu politikalar, farklı birçok çözümleme pratiğini ortaya çıkarmıştır.

 

Kırsal alanlara yönelik, her birinden farklı dersler çıkarmamız gereken deneyimlere sahip ülkemizde, nüfusun yaklaşık %25`i kırsal yerleşmelerde yaşamakta; yaklaşık %30`u ise tarım, hayvancılık, balıkçılık ve ormancılık sektörlerinde istihdam edilmektedir. Önemli üretim faaliyetlerinin gerçekleştiği kırsalı konu alan sürdürülebilir kalkınma yaklaşımları, doğal ve çevresel kaynakların korunmasını gözetse de, yaşayan ve üreten nüfusun eşitlik ve adalet ilkeleri çerçevesinde ülke gelişmişliğinden pay alabilmesi, istikrarlı gelir ve yaşam güvencesine sahip olabilmesi ve kırsal sosyal kapasitenin geliştirilebilmesi yönünde bütüncül politikalar içermediği için yetersiz kalmaktadır.

 

Kırsal alanlara yönelik geliştirilen stratejilere ve edinilen deneyimlere karşın, Türkiye`de yapısal açıdan bazı sorunların varlığını sürdürdüğünü vurgulama gerekliliği ortadadır. Bütüncül politikaların yanı sıra kırsal yerleşmelerde mekânsal gelişmeyi ve yapılaşmayı yönlendirecek "kırsala özgü" yaklaşım ve uygulamaların eksikliği ilk göze çarpan sorun alanlarındandır. Ülke içindeki coğrafi konumları, ülke ekonomisi içindeki yerleri, kentsel alanlara yakınlıkları, sahip oldukları doğal ve kültürel özelliklerden dolayı farklı türde baskılara maruz kalan kırsal alanlarda yerleşme karakterinin korunması ve mekânsal özelliklerle birlikte gündelik yaşam kültürü ile özgün üretim pratiklerinin sürdürülebilirliğinin sağlanması için, baskıların planlama aracılığıyla etkin biçimde yönetilmesi, tehditlerin ise ortadan kaldırılması gerekmektedir.

 

Kırsal alanlarda mekânsal gelişmenin ve yapılaşmanın, neredeyse tamamen kentsel alanların gelişimine yönelik yasa ve yönetmeliklerle denetleniyor oluşu, kırsala özgü yerleşme karakterinin ve canlılığın bozulmasındaki başlıca nedenlerdendir. Buna en iyi ve en yakın örneklerden biri; şüphesiz 6360 sayılı "Bütünşehir Yasası"dır. 2012 yılında yürürlüğe giren yasa, tek başına idari statülerde getirdiği değişiklikle ekonomik, sosyal, kültürel ve fiziki koşullar açısından "kırsallığı" büyük ölçüde ortadan kaldıran bir durum yaratmıştır. Ülke nüfusunun %75`inden fazlasını oluşturan 30 ilde, tüm kırsal alanın ilçe ve büyükşehir belediyesi mücavir alan sınırı içerisine girmesiyle ciddi bir yapılaşma baskısı ortaya çıkmış; "kırsala özgü" yaklaşımların yetersizliği nedeniyle de, kırsal alanlar açısından telafisi imkânsız sonuçların oluşabileceği göz ardı edilmiş ve gerekli önlemler alınmamıştır.

 

Bu çerçevede, ulusal ve bölgesel kalkınma politikaları ile bölge planlama yaklaşımlarından, göç hareketlerinin etkileri ve yönetimine; yeni paradigmalar nezdinde ortaya çıkan bölge-kent-kır geriliminden, kırsal alanda planlama ve tasarım pratiklerine; sosyal sermaye ve uyum kapasitesinden, kırsal yerleşme dokusu ile kırsal mimari ve peyzaj karakterinin korunmasına kadar farklı alt başlıklarda; yanlış politikalara, verilen uyumsuz üst ölçek kararlara, öngörüsüzce hazırlanan yasal-yönetsel altlıklara ve diğer tüm tehditlere rağmen, özgünlüğünü korumak yönünde direnç gösteren kırsal alanlar ve planlama meslek alanının sorumlulukları konusunun, 41`inci senesinde Dünya Şehircilik Günü Kolokyumu kapsamında tekrardan her yönüyle tartışılacak bir tema olarak belirlenmesi, bizler açısından büyük anlam ve öneme sahiptir.  

 

Selçuk Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleştirilen bu kolokyum süresince, meslektaşlarımız ile öğrencilerimizin; sunulacak bildirilerin devamında yapılacak değerlendirme ve tartışmalarla; kırsal alanlar özelinde ortaya konacak mevcut sorunların çözülmesine ve bu yönde doğru politikalar üretilmesine önemli katkılar sunacağına eminiz.

 

Şehir Plancıları Odası olarak; ülkemizin, kentlerimizin, doğal alanlarımızın ve kırsal değerlerimizin içinde bulunduğu endişe verici bu ortamda, yaşam alanlarımızı ve planlama meslek alanını savunma ve koruma görevini yılmadan sürdürmeye kararlıyız. Yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen, Şehir Plancıları Odası; bilimin ve tekniğin gerekleri doğrultusunda halkın yanında olma ve topluma hizmet etme misyonunu sürdürecek; kentsel, kırsal ve kamusal alanların savunulması, mesleğin ve meslektaşın saygınlığının korunması ve yükseltilmesi için çalışmaya devam edecektir.

 

Bu düşüncelerle, başta üç gün boyunca bizlere ev sahipliği yapacak olan Selçuk Üniversitesi olmak üzere, kolokyum hazırlık sürecinde emeği geçen herkese, özellikle öğrencilerimize ve katkı vermek için bugün burada bir araya gelen tüm meslektaşlarımıza teşekkür ederiz.

 

                                                                  TMMOB Şehir Plancıları Odası

 

TMMOB
Şehir Plancıları Odası

Çerez Politikası & Gizlilik Sözleşmesi

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz

kişisel verilerinizin Odamız tarafından işlenme amaçları konusunda detaylı bilgilere KVKK sayfamızdan ulaşabilirsiniz.

"/>