Etik İlkeler Özlük Hakları
"KENTSEL DÖNÜŞÜM VE GELİŞİM KANUNU TASARISI" TBMM İÇİŞLERİ KOMİSYONUNDA KABUL EDİLDİ
HABERLER
Yayına Giriş Tarihi
2005-06-07
Güncellenme Zamanı
2005-06-07 15:00:36
Yayınlayan Birim
MERKEZ
İçişleri Komisyonunun 20 Nisan tarihli toplantısında, Tasarının bir alt komisyon kurularak Alt Komisyon raporu oluşturulduktan sonra görüşülmesine karar verilmiştir. Alt komisyon 4 AKP, 2 CHP milletvekilinden oluşturulmuştur. Alt komisyon ilk toplantısını 21 Nisan tarihinde kamu kesimi, belediye ve TMMOB, Şehir Plancıları Odası ve Mimarlar Odası temsilcileri ile bazı sivil toplum örgüt temsilcilerinin katılımıyla yapmıştır. Bu toplantıda temsil edilen kurum ve kuruluşlara söz verilmiş, görüş ve önerileri alınmıştır.

Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tasarının Kentsel Dönüşümden kısıtlı bir alanda yenilenmeye dönüşmesini olumlu bulmuş, ancak özellikle plan bütünlüğü ve Büyükşehirlerde yetki bölünmesi konularında bazı düzenlemeler yapılmasını gerekli gördüklerini, Bakanlıklarının Kentsel Dönüşüm konusunu geniş kapsamda İmar Kanunu Tasarısında ele aldığını ifade etmiştir.

Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kentsel sit alanlarında dönüşümün önemli bir gereksinim olduğunu ancak tasarıda getirilen düzenlemelerin özellikle uygulama araçları konusunda yetersiz olduğunu, KTVKK ile yapılan yeni düzenlemelerden yararlanılabileceğini, özel kurulların uygun bulunmadığını, plan onayının projeye dayalı gerçekleşmesinin plan hiyerarşisine aykırı olduğunu ifade etmiştir.

Maliye ve Adalet Bakanlıkları detay düzenlemeler üzerinde durmuşlardır.
Türk Belediyeler Birliği ve Taç vakfı ile Belediye Başkanları, tasarıyı uygun ve önemli bulduklarını ifade etmişlerdir. Özellikle özel kurulların çok gerekli olduğunu belirtmişler, mevcut KTVK Kurullarının yavaş çalışmasından yakınmışlardır.

TMMOB, konunun İmar Kanunu bütünü içinde ele alınması gerektiğini bu tür yasal düzenlemelerin katılımcı bir sürece dayalı olarak hazırlanması gerektiğini belirtmiştir. Mimarlar Odası, hazırlanmış olan ve madde düzenlemeleri ile Tasarı adına ilişkin önerilerini içeren metni Komisyona sunmuştur. Şehir Plancıları Odası ise yeni tasarının yasal bütünlüğü, plan bütünlüğünü ve uygulama bütünlüğünü zedeleyen yapısı ile yasalaşmasının sadece kentsel sit alanları ile kısıtlı bir uygulama alanı olmaması nedeniyle kentsel alanda önemli yeni sorunlara ve yetki karmaşasına ilavelere neden olacağını, konunun imar Kanunu kapsamında ele alınmasına dair görüşlerini koruduğunu belirtmiştir.
SPO’nun bu konuda dile getirdiği görüşler şöyle özetlenebilir.

Tasarı, Yasal Bütünlüğü Sağlamamaktadır: Ülke gündeminde yer alan ve planlama ve uygulamada yetki karmaşasının giderilmesi bir yana bu tasarı kentsel alanda yeni bir yetki bölünmesi yaratmaktadır. Kentsel sit alanlarında ve belediyelerce farklı kriterlere göre belirlenecek ve sadece ismi “sit alanı” olan alanlarda bu yasa ile yeni bir yetkilendirme getirilmektedir. Eğer tasarı sadece kentsel sit alanlarını kapsıyor olsaydı, Mimarlar Odasının düzenlemenin Kültür ve Tabiat Varlıkları Mevzuatında yapılmasına dair önerisine katılmak olanaklı olurdu. Bu haliyle tasarı, “eskiyen ve özelliğini kaybetmiş” her alanı için uygulanabilir olması nedeniyle İmar Kanunu kapsamında ele alınması uygun olacaktır.

Tasarı Planlama Bütünlüğünü Sağlamamaktadır: Tasarı uyarınca belirlenecek olan alanlar, imar planı ve koruma amaçlı imar planlarından farklı, özel bir planlama süreç ve tarzına konu olacak plan bütünlüğü zedelenecektir. Diğer taraftan tasarının 2. maddesinde yer alan “…onaylı dönüşüm projesi, hazırlanacak plan için esas teşkil eder” hükmü, plan hiyerarşisini zedelemektedir. Bu nedenle de konu İmar Kanunu içinde ve plan bütünlüğü sağlanarak ele alınmalıdır.

Tasarı Uygulamalarda Bütünlüğü Sağlamamaktadır: Tasarı kapsamında belirlenen alanlar, özel uygulamalara konu olacak alanlardır. Tasarı uyarınca belirlenecek “sit” alanları, kültür ve tabiat varlıkları ile ilgili mevzuat ve imar mevzuatı hatta Büyükşehir mevzuatı ile belediye mevzuatı dışında yeni uygulama araçlarına konu edilmektedir. Dolayısıyla bu alanda da bir yetki bölünmesi yaratılmaktadır. Bu nedenle de konunun imar kanunu bütünlüğünde belirlenen uygulama araçları ile ele alınması uygundur.

İçişleri Komisyonunca oluşturulan Alt Komisyon tarafından yapılan çalışma ve oluşturulan yeni taslak hakkında İçişleri Komisyonunda 12 Mayıs 2005 tarihinde toplantı yapılmış, bir önceki toplantıya çağrılanlar bu toplantıya da çağrılmıştır. Toplantıda, komisyon üyeleri dışındaki katılımcılara Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ve Kültür Bakanlığı temsilcisi dışında söz verilmemiştir. Yeni Tasarı incelendiğinde de bir önceki tasarıya dair kaygıların geçerliliğini sürdüren bir düzenleme yapıldığı görülmektedir.
• Tasarının başlığı bir önceki toplantıda Mimarlar Odasının teklif ettiği şekilde değiştirilerek “Yıpranan Kent Dokularının Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun Tasarısı” şeklinde biçimlendirilmiştir. Ne var ki Tasarının başlığında yer alan “yenilenerek koruma” ve yaşatılarak kullanılma” ifadelerinin açılımı tasarıda yer almamış, “yıkılarak yenilemeyi” öne çıkaran bir düzenleme yapılmıştır. Dolayısıyla tasarı başlığı ve içeriği bütünleşememiştir. Mimarlar Odası’nın tasarının içindeki dönüşüm sözcüklerinin çıkartılması önerisi kabul görerek yenilenme olarak değiştirilmiş, yıkılarak yenilenmeyi belirginleştiren ifadeler öne çıkmıştır.

• Tasarının amaç maddesinde yapılan düzenlemelerle; yasanın uygulama alanının, Kültür ve Tabiat varlıkları mevzuatında belirlenen kentsel sit alanları ile kısıtlandığı belirtilmektedir. Metinde, “Bu kanunun amacı, ........... belediyelerce, şehrin yıpranan ve özelliğini kaybetmeye yüz tutmuş, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurullarınca sit alanı olarak tescil ve ilan edilen kent bölgeleri ile bu bölgelere ait koruma alanlarının, kentin gelişimine uygun olarak yeniden inşa ve restore edilerek bu bölgelerde konut, ticaret, kültür, turizm ve sosyal donatı alanları oluşturulması, tabii afet risklerine karşı tedbirler alınması, kentin tarihi ve kültürel dokusunun yenilenerek korunması ve yaşatılarak kullanılmasıdır.” Hükmüne yer verilmektedir. Bu haliyle Yasanın uygulama alanı sadece sit alanları ile kısıtlı görünse de, gerçekte, belediyelerce sit alanlarını ve “bunların koruma alanlarını” kapsamak üzere yeni bir alan belirleme işlemi mümkün kılınarak, bir önceki metinden çok da farklı olmayan bir noktaya gelinmektedir. 2. maddedeki yenileme alanlarının belirlenmesine ilişkin hükümler incelendiğinde bu yargıyı haklı kılan noktalar görülebilmektedir.

• Yenileme alanlarının belirlenmesine dönük hükümler incelendiğinde bu alanların, 5226 sayılı Kanunla değişik 2863 sayılı Kanunda belirlenen “sit alanları” ve “korunma alanları” tanımlarından farklılıklar içeren yanı ortaya çıkmaktadır. Tasarının amaç maddesinde yer alan ancak “Kültür ve Tabiat Varlıkları Kanunu” ile örtüşmeyen bir düzenleme ile karşılaşılmaktadır.

• Yenileme alanı olarak belirlenen bu alanlarda yapılacak uygulamalarla ilgili, proje ve uygulama konusunda özel koruma kurulları oluşturulması yerine Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kanunu uyarınca ancak bu alanlara özgü yeterli sayıda kurul oluşturulmasına ve plana uygun projelendirme konusunda getirilen hükümlere yönelik düzenlemelerin bir önceki taslağa kıyasla olumlu olduğu düşünülmekle birlikte, alana özgü kurulların sakıncaları yine de geçerliliğini korumaktadır.

• Özel alanları belirleyen bu özel düzenlemeler konusunda yapılabilecek en temel saptamalardan birisi, tasarı konusu sadece sit alanları ile ilgili ise, uygulama araçları açısından sadece tasfiyeye dönük ilave hüküm getirilmiş olmasının yine önemli bir eksiklik olmasıdır. Bu haliyle, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yasasına 5226 sayılı yasa ile getirilen uygulama araçları da kullanılamamaktadır.

• Tasarının projeleri ve bunlara dayalı planları yine Mimarlar Odası’nın önerisi doğrultusunda, en az bir imar adası ile sınırlandırması, planların parçalanmasının ötesinde, kentsel sit alanları dokusunun bütünlüğünü ortadan kaldıran sonuçlar yaratacaktır.

• Tasarının “yenileme” işlemleri ile ilgili finansa kaynağı bulunmamaktadır dolayısıyla, “yenileme” işlemlerinin yap-sat mantığı ile gerçekleştirilmesi beklenen olumsuz sonuçlardan birisi olarak karşımızda durmaktadır.
Sonuç olarak bir önceki taslağa kıyasla kısıtlı olumlu yanları bulunmakla birlikte tasarıya alt komisyon tarafından verilen son şeklin de planlamada ve yapılaşmada yetki karmaşasına ilaveler getiren ve bu bağlamda sorun yaratması kaçınılmaz olan özelliğini ortadan kaldırmadığı açıktır. Diğer taraftan yürürlükte olan 2863/5226 sayılı ve 5272 sayılı Belediye Yasasında getirilen hükümler, belediyelere yeterli ve gerekli uygulama aracı ve finans olanağı sağlarken bu tür bir özel yasaya gerek duyulmasının anlamı kavranamamaktadır. TBMM Genel Kurul Gündemine hızlı bir şekilde taşınması beklenen tasarının bu haliyle yasalaşmasının kentsel dokuya zarar verici yanını her ortamda vurgulamaya devam edeceğiz.





....
TMMOB
Şehir Plancıları Odası

Çerez Politikası & Gizlilik Sözleşmesi

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz

kişisel verilerinizin Odamız tarafından işlenme amaçları konusunda detaylı bilgilere KVKK sayfamızdan ulaşabilirsiniz.

"/>