Etik İlkeler Özlük Hakları
SARAÇOĞLU`NDAKİ HUKUKSUZLUĞUN İHALESİNE SON VERİN!
BASIN AÇIKLAMALARI
Yayına Giriş Tarihi
2018-12-13
Güncellenme Zamanı
2018-12-13 13:37:44
Yayınlayan Birim
ANKARA

Ankara‘nın merkezinde hem sahip olduğu mimari ve kentsel değer hem de yoğun yeşil dokusuyla kentin merkezinde nefes alma alanı olan Saraçoğlu (Namık Kemal) Mahallesinin korunmasına ve kamuya ait bir konut alanı olarak yaşatılmasına yönelik 2013 yılından bu yana yoğun bir mücadele yürütmekteyiz. Aradan geçen altı sene içinde kentimiz için büyük bir öneme sahip olan bu alan, özelleştirme yoluyla üzerinden sağlanması hedeflenen yüksek rant sebebiyle siyasi iktidarın süreklileşen saldırılarına maruz kalmaktadır.

Saraçoğlu Mahallesinin iki kez riskli alan ilan edilerek yıkıma uğratılmak istenmesi, sit derecesinin düşürülerek alanın yıpratılması, ekonomiye kazandırılmak bahanesiyle kamu tahsislerinin kaldırılması gibi çabalar, yürüttüğümüz hukuki mücadeleler sonucunda kazanımla sonuçlanırken; rant sevdasından asla vazgeçmeyen AKP iktidarı, alan özelinde özelleştirme çabalarına ısrarla devam etmektedir. Gelinen son süreçte Saraçoğlu Mahallesini bir özel şirketin dilediği gibi kullanmasının yolunu açacak şekilde, alanda konut-turizm-ticaret gibi kullanımları öngören bir koruma amaçlı imar planı hazırlanmış ve bu plan tarafımızca yargıya taşınmıştır. Bu sırada mahallenin tamamına inşaat yapılmasının önünü açan bir bakanlar kurulu kararı alınmış ve mahalle Emlak Konut GYO AŞ‘ye devredilmiştir. Emlak Konut GYO A.Ş. ise hızla, yargı süreci devam eden bu plana uygun şekilde inşaat yapım ihalesine çıkmıştır. Mahalleyi Emlak Konut GYO AŞ‘ye devreden bu Bakanlar Kurulu Kararı‘nın, Danıştay 10. Dairesi tarafından yürütmesinin durdurulması sonucunda mahalleyi talan edecek inşaat ihalesi iptal edilmiştir.

İnşaat ihalesinin iptal edilmesine sebep olan bu yürütmeyi durdurma kararı Başbakanlık tarafından "binaların 1940‘lı yıllarda yapıldığı, şehrin merkezinde ve işyerlerinin arasında kaldığı, bu durumun da şehrin gelişmesi ve planlaması açısından olumsuz etkiler yarattığı, binalarda çökmeler meydana geldiği, sit niteliği sebebiyle bakım ve onarım da yapılamadığı, konutların zaman içinde yıpranması ve günümüzde önem ve özelliğini kaybetmesi sebebiyle bu konutlarda oturma talebinin azaldığı, çoğunun boş olması sebebiyle yakıt giderlerinin Devlete büyük bir yük getirdiği ve güvenlik açısından da ciddi problemler oluşturduğu, dava konusu Bakanlar Kurulu kararı ile bölgenin özgün yapısına uygun şekilde restorasyonu ile belli sayıda kamu görevlisinin kullanımından ziyade Ankara‘da yaşayan tüm vatandaşların sanatsal, kültürel ve sosyal kullanımlarına açılmasının amaçlandığı" savunmasıyla temyiz edilmiştir. Başbakanlığa bu itirazı karşısında öncelikle dünyanın birçok yerinde yüzlerce yıllık konutların içinde bakım ve onarım çalışmaları yapılarak insanların yaşadığını hatırlatmak isteriz. Konut dokuları akşamları ve hafta sonları, ticari faaliyetlerin olmadığı zaman aralıklarında kent merkezlerini canlı tutan,  belirtilenin tam aksine kent merkezine olumlu ettkileri olan kullanımlardır. Binalarda meydana gelen çökmeler konusunda ise baş sorumlu alanı korumakla görevli olan kamu kurumlarıdır. "2001 Krizi" döneminde ekonomik darboğazdan kurtulmak gerekçesiyle yürürlüğe giren, "atıl" durumdaki kamu taşınmazlarının satışını öngören 4706 sayılı kanundaki "atıl"lık koşulunun sağlanarak, özelleştirmenin önünün açılabilmesi adına bizzat kamu kurumları eliyle mahalle kasten çöküntü bölgesi haline getirilmiştir. Konutlarda oturma talebi azalmamış, konutlar polis zoruyla boşaltılmıştır. Başbakanlığın yıllardır belirli sürelerle ve dönüşümlü olarak birçok kamu personelinin barınma ihtiyacını karşılayan mahallenin yakıt giderlerini devlete yük olarak görmesi ise başta Saray olmak üzere, birçok kamu kurumunda yapılan astronomik rakamlara ulaşan ihtiyaç dışı harcamaların yanında bahse bile konu edilemeyecek bir harcamadır ve böylesi bir savunma halk ile alay etmek demektir. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu ise söz konusu absürt savunmayı haklı bulmuş ve skandal bir karara imza atmıştır.

Mahallenin ‘ekonomiye kazandırılma‘ kisvesi altında talana açılmasının önünü açmak üzere ve koruma kurulunun onayından geçmiş bir koruma amaçlı imar planı olduğu gerekçesiyle (plana ilişkin yargı sürecinin devam ettiğini görmezden gelerek)  mahalleyi yeniden Emlak Konut GYO A.Ş.‘nin ellerine bırakmıştır. Bu kararın ardından Emlak Konut adeta yangından mal kaçırırcasına tekrar ihaleye çıkmıştır. İhale dokümanında ise yargı süreci devam eden bir imar planında verilen kararların yer aldığı görülmektedir. Daha önce yapmış olduğumuz açıklamamızca söz konusu koruma amaçlı imar planının neden Saraçoğlu Mahallesinin talan edilmesinin önünü açacağını detaylı bir şekilde aktarmıştık. ( Bknz. http://spoankara.org/haber/sermaye-istiyor-yoneticiler-el-ele-teslim-ediyor/)

Bugün yapılacak olan ‘Ankara Çankaya Saraçoğlu Arsa Satışı Karşılığı Gelir Paylaşımı İşi‘ ihalesi 2013 yılından bu yana ilmek ilmek örülen bir hukuksuzluğun sonuçlanması ve Saraçoğlu Mahallesi‘ne son darbenin inmesi anlamına gelmektedir. Mahallenin korunmasına yönelik yargı süreçlerinin halen devam ettiğini hatırlatır, ilgili mahkemelerden nihai bir karar çıkmadan alana yapılacak her türlü müdahalenin Ankara‘nın geleceğine geri dönülemeyecek zararlar vereceğini belirtmek isteriz. Bu nedenle, Saraçoğlu‘ndaki hukuksuzluğun ihalesine derhal son verilmelidir!

TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi

TMMOB
Şehir Plancıları Odası

Çerez Politikası & Gizlilik Sözleşmesi

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz

kişisel verilerinizin Odamız tarafından işlenme amaçları konusunda detaylı bilgilere KVKK sayfamızdan ulaşabilirsiniz.

"/>