Emeğin, dayanışmanın ve kent hakkının sesini hep birlikte yükselttiğimiz bu günde, şehir plancıları olarak bir kez daha haykırıyoruz: Bu kentler bizim, bu meydanlar bizim, bu sokaklar bizim, bu meslek alanı bizim!
Kendi ürettiğimiz ve yaşadığımız kentlerden ve kamusal mekanlardan uzaklaştırıldığımız, meydanlarımızı ve sokaklarımızı kaybettiğimizi düşündüğümüz bir dönemin ardından, gençlerle birlikte, İstanbul‘da, Ankara‘da ve ülkenin dört bir yanında kentlerimizi ve meydanlarımızı yeniden kazanmaya başladık.
Şehirler, yalnızca yapı yığınları değil; emekle kurduğumuz, ortak yaşamla var olduğumuz, herkes için insan onuruna yakışan bir yaşamı düşlediğimiz yerler. Planlama mesleği de bu ortak yaşamı kurma sorumluluğunun taşıyıcısıdır. Ancak bugün ve uzun süredir, şehirlerimiz plansızlıkla, rantçı kentsel politikalarla, kamusal alanların gasp edilmesiyle, kamu yararının görmezden gelinmesiyle karşı karşıya. Biz şehir plancıları, tam da bugün, bu 1 Mayıs`ta, emeği ve kenti savunuyor; özgür, demokratik, dayanışmacı kentler için çalışıyoruz.
Emeği, planlamayı ve kent hakkını savunan tüm emekçileri, Gezi tutsaklarını, öğrencileri, tutsak meslektaşlarımızı, kentleri ve yaşamı savunduğu için tutuklananları, yaşam alanlarına ve birbirine sahip çıkanları selamlıyoruz. Birlikte ürettiğimiz kentlere sahip çıkıyor, meydanlarda, sokaklarda, meslek alanlarımızda hep birlikte daha adil bir gelecek kurmak için mücadelemizi büyütüyoruz.
Yaşasın 1 Mayıs!
Yaşasın emek ve kent mücadelesi!
TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi
