BİR HAYALİ YENİDEN KURMAK: ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİ’NİN İKİNCİ YÜZYILI
BASIN AÇIKLAMALARI
Atatürk Orman Çiftliği, bundan tam yüzyıl önce, yalnızca tarımsal üretimin değil; kent yaşamının, kamusal mekanın, tarımda ve gıda üretiminde modernleşmenin, bilimsel planlamanın ve cumhuriyetin simgesi olarak kurulmuştur. 26 Nisan 2025`te TED Üniversitesi`nde gerçekleştirdiğimiz "100. Yılında Atatürk Orman Çiftliği: Miras, Mekân, Mücadele" başlıklı etkinliğimizle bu benzersiz mirası çok boyutlu biçimde ele aldık. Açılış oturumlarından öğrenci sunumlarına, geçmişten bugüne mekânsal dönüşümden, güncel mücadele deneyimlerine uzanan altı oturum boyunca, AOÇ‘nin geçmişine, bugününe ve ikinci yüzyıl için taşıdığı anlamlara birlikte baktık.
Cumhuriyetin yeni yüzyılına girerken, Atatürk Orman Çiftliği`nin bir "ortak zenginlik" alanı olarak yeniden ele alınması gerektiğine inanıyoruz. Tarım, eğitim, rekreasyon, tarih, kültür ve doğa işlevlerini birlikte barındıran AOÇ; planlama açısından da iç içe geçmiş çok işlevli bir modeldir. Ancak ne yazık ki bu potansiyelin yerini uzun süredir "boşluktan korku"ya (horror vacui) dayalı, her açık alanı yapılaştırmaya yönelen bir anlayış almış durumda. Kamusal hafızanın taşıyıcısı olan bu eşsiz alan, parça parça yapılaşmaya açılmakta; üretme, paylaşma ve birlikte yaşama olanakları her geçen gün daraltılmaktadır.
Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi olarak AOÇ`yi yalnızca geçmişin mirası değil, geleceğin kurucu unsurlarından biri olarak görüyoruz. Cumhuriyetin ikinci yüzyılında AOÇ`yi korumak, yaşatmak ve sahiplenmek, yalnızca bir şehircilik meslek alanı sorumluluğu değil; aynı zamanda kamusal bir görevdir. Tüm meslektaşlarımızı, akademiyi, yerel yönetimleri, toplumun tüm kesimlerini ve Ankaralıları bu mücadelede ortaklaşmaya çağırıyoruz.
TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi
Cumhuriyetin yeni yüzyılına girerken, Atatürk Orman Çiftliği`nin bir "ortak zenginlik" alanı olarak yeniden ele alınması gerektiğine inanıyoruz. Tarım, eğitim, rekreasyon, tarih, kültür ve doğa işlevlerini birlikte barındıran AOÇ; planlama açısından da iç içe geçmiş çok işlevli bir modeldir. Ancak ne yazık ki bu potansiyelin yerini uzun süredir "boşluktan korku"ya (horror vacui) dayalı, her açık alanı yapılaştırmaya yönelen bir anlayış almış durumda. Kamusal hafızanın taşıyıcısı olan bu eşsiz alan, parça parça yapılaşmaya açılmakta; üretme, paylaşma ve birlikte yaşama olanakları her geçen gün daraltılmaktadır.
Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi olarak AOÇ`yi yalnızca geçmişin mirası değil, geleceğin kurucu unsurlarından biri olarak görüyoruz. Cumhuriyetin ikinci yüzyılında AOÇ`yi korumak, yaşatmak ve sahiplenmek, yalnızca bir şehircilik meslek alanı sorumluluğu değil; aynı zamanda kamusal bir görevdir. Tüm meslektaşlarımızı, akademiyi, yerel yönetimleri, toplumun tüm kesimlerini ve Ankaralıları bu mücadelede ortaklaşmaya çağırıyoruz.
TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi