Ardından
Kıvırcık saçlı, iri yarı birini düşünün; sevecen, güven veren gözler ile size bakıyor. Size bildiklerini aktarmak için çok istekli, dinlemenizi ve takıldığınız yerlerde soru sormanızı istiyor. Sorduğunuz sorulara açıklayıcı, merak uyandıran, bildiklerinizi sorgulatan ve sizi araştırmaya yönlendiren bir ses tonu ile yanıt veriyor. Böyle birisi ile çokça karşılaşmazsınız, günümüzde ise karşılaşmanız imkânsız gibi.
Raci hoca ile ilk karşılaşmam bölümün ilk dersinde oldu, hoca herkese listede yer alan isimleri ile seslenirken sıra bana geldiğinde Serdar diye seslenmiş ama yakın çevrem ve ailem Alp diye seslendiği ve Serdar ismini daha önce hiç kullanmadığım için bana seslendiğini anlayamamıştım. Sonra soyadımı da söylediğinde bana seslendiğini anlayabildim ve neden yanıt vermediğimi sorduğunda isimlerimin tamamının üniversite başvuru formuna sığmadığını, sadece ilk ismim olan Serdar`ı açık yazabildiğimi, diğer isimlerimin ise baş harflerini yazdığımı söyledim. Bunun üzerine artık üniversiteye başladın bence Serdar ismi ile devam et dedi ve ben halen Serdar ismimi kullanmaya devam ediyorum.
Raci Hoca ile benim için önem taşıyan diğer karşılaşmam ise Kızılay`da Sakarya caddesinde olmuştu. Hoca bana "ne yapıyorsun" diye sordu, ben de iş aradığımı söyleyince "Nazım Plan çalışmalarına başlıyoruz, gel birlikte çalışalım, benim yanıma uğra ama CHP`den bir referans bul" deyince hocam bana referans olacak kimseyi bulamam dedim ve o da "neyse, ben de referans olsam seni almazlar, sen gene de uğra bir yol buluruz," dedi ve gerçekten de bir çare bulup işe girmemi sağladı. Ben de bu sayede hoca ile birlikte çalışma şansını da yakalamış oldum.
Raci hoca iyi bir akademisyen ve değerli bir meslek insanıydı. Sadece teorik bilgi ile yetinmeyip aynı zamanda uygulama süreçlerinde de yer alan, katılımcı planlama çalışmalarının önemine inanan, karmaşık sorunları derin bir analitik çerçeve ile sistemli bir biçimde yorumlayan ve meslek insanlarının yanı sıra yönetici erkin de anlayabileceği sadelikte basitleştirebilen nadir meslek insanlarından birisiydi.
İçerisinde yer aldığı projelere değer katan bir yaklaşım sundu. Ankara Ulus Tarihi Kent Merkezi Planlama Projesi Yarışmasına ekip başı olarak katıldı ve birincilik ödülünü kazandı. Mesleğinin bir bölümünde sorumluluk ve risk alarak Ankara Büyükşehir Belediyesi İmar Daire Başkanlığı görevini üstlendi. Ankara Nazım İmar Planı`nın Nazım Plan Bürosu tarafından hazırlanması sürecine liderlik etti. Gelibolu Tarihi Alanı Milli Parkı için düzenlenen Gelibolu Yarımadası Barış Parkı Uluslararası Düşünce ve Tasarım Yarışması sürecinde jüri üyeliği ve danışmanlık, Uzun Devreli Gelişme Planının hazırlanması sürecinde ekip liderliği yaptı. Bunun dışında da görev aldığı birçok proje ve planda aktif rol oynadı, akademik yayınlarla görüşlerini, planlama yaklaşımını meslektaşlarına ve öğrencilerine aktardı. Bu projelerin bir bölümünü izleyebildim. Ankara Nazım Plan (Bürosu) Şube Müdürlüğü sürecinde birlikte çalışma olanağı buldum. Gelibolu Tarihi Alanı Çevre Düzeni Planı ve Alan Yönetim Planının hazırlanması sürecinde bu alanda yapmış olduğu çalışmaları derinlemesine inceleyebildim. Çalışmalarının bir bölümü ile meslek yaşamım sırasında karşılaştım ve değerlendirme şansı buldum.
Raci Hoca gençlik yıllarımı geçirdiğim Ulus için açılan Ulus Tarihi Kent Merkezi Planlama Projesi yarışmasını ekibi ile birlikte kazandı ve Ulus`un ruhunu anlayan, tarihi ve kültürel mirasın dokusu ile birlikte korunmasını hedefleyen projesi maalesef uygulama şansı bulamadı. Dönemi için yenilikçi yaklaşımlar sunan proje uygulanamasa da halen alanın anlaşılması için kaynak bir belge özelliğini korumaya devam ediyor. Sonraki yıllarda Ulus ve çevresinde yapılan uygulamalar alanın neredeyse bütün kimlik değerlerini yitirmesine yol açtı. Bu dönem Türkiye`deki planlama sürecinin önemli bir göstergesi olarak kayda geçti. İyi bir projeyi uygulamaktansa alanı yok etmeye yönelik bilinçli ve kararlı bir siyasi tavrın planlamaya yön verdiğine hep birlikte tanıklık ettik. Ulus belki de Ankara`da daha sonraki yıllarda hakim olacak ve halen de ısrarla devam ettirilen anlayışın ilk uygulama alanı oldu ve bir alanın kimlik değerlerinin nasıl aşındırıldığının, yoksul kesimin alandan nasıl uzaklaştırıldığının, tarihi, kültürel değerlerin nasıl acımasızca yok edilebildiğinin somut örneği oldu.
Raci Hoca, Ankara Büyükşehir Belediyesi İmar Daire Başkanı görevini kabul ettikten sonra Ankara 2025 Nazım Planın hazırlanması sürecine büyük önem verdi. Hoca, Nazım Plan Şube Müdürlüğünde görev aldığım sürede Ankara Nazım Planının hazırlık süreçlerine eşlik etti. Plan kararlarının üretilmesi, plan eskizlerinin hazırlanmasında severek, masa başında elleri kömür tozuna bulanmış halde, tümüyle daire başkanı kimliğinin uzağında bir tasarımcı olarak çalıştı. Hazırlanan önerileri ve raporları kritik etti ve nihayetinde Nazım Plan büyük emeklerle hazırlanarak onaya sunuldu. Ancak 30.07.1998 tarihinde sonuçlandırılarak onaylanmak üzere Büyükşehir Belediye Meclisine sunulan 2025 Ankara Nazım Planı onaylanmadı. Daha sonra Danıştay tarafından Büyükşehir Belediyelerinin 1/5000 ölçekten daha üst ölçekli plan onaması yapamayacağı yönündeki kararı sonrasında gündemden düşmüş oldu. Hazırlanan Nazım Plan yerel yönetim seçimlerinde yaşanan iktidar değişikliğine rağmen yeniden meclise sunuldu ancak gene onaylanmadı. Raci Hoca, Daire Başkanlığı döneminde çok sevdiği Ankara`nın üst ölçek planının hazırlanması, ana planların hazırlanmasının zorunluluğu, yeni kent merkezinin oluşturulması, tarihi kent merkezinin yaşatılması ve canlandırılması, Güzel Ankara vb. projelerin geliştirilmesi gibi üst ölçekli yaklaşımların yanı sıra, sokak, meydan ve alan ölçeğinde birçok projenin hazırlanması ve uygulanmasına olanak sağlamış oldu. Ama maalesef kendisinden sonra aynı makamı paylaşanların umursamazlığı; hoca döneminde başlatılan kent için stratejik önemi olan birçok projenin atıl kalmasına, bir kısmının içeriğinin boşaltılarak uygulanmasına ve Ankara`nın "parsel parsel" satışa sunulduğu bir süreçle sonuçlanmasına yol açtı.
Raci Hocanın Gelibolu Barış Parkı Yarışması ve sonrasında hazırlanmasına liderlik ettiği Gelibolu Tarihi Milli Parkı Uzun Devreli Gelişme Planının çıktıları ve belgeleme düzeyi dikkate alındığında yapılan çalışmanın sıra dışılığı göze çarpmaktadır. Gerek yarışma belgesinin ortaya koyduğu belgeleme düzeyinin ayrıntısı, temanın yarışmacıya tartışma götürmeyecek açıklıkla aktarılması, dikkat çekici bir kararlılığı ortaya koymaktadır. Benzer yaklaşım Uzun Devreli Gelişme Planının (UGDP) detaylı ancak sade anlatımında ve alanın bütün mekânsal kurgusunun Barış kavramı üzerinde güçlü bir biçimde oluşturulmasında görülmektedir. Belge alanın mevcut durumunu derin bir aktarımla ortaya koyarken, önemli miras alan ve ögelerini sistematik bir biçimde belgelemektedir. Belgenin kullandığı dilin tarafların hiçbirini yaralamayacak bir biçimde seçilmesi de önemli bir detayı oluşturmaktadır. UDGP`nin nihai olarak sunduğu eylem planı dönemi için yenilikçi yaklaşımlar sergilemiş, tutarlı bir çerçeveyi mekân diline aktararak açıklamıştır. Panolardaki detay, ölçülü anlatım, görsellerdeki kalite, rapordaki sadelik ve kararlardaki tutarlılık, nadide, seçkin ve usta işi bir esere baktığınızı gözler önüne sermektedir. Burada değindiklerim dışında belgenin sahip olduğu diğer unsurlar ve belgenin çok katmanlı yapısını anlamaya çalışmak planlama ile ilgilenenler için halen çok öğreticidir.
Hayatını kaybeden birçok insan için erken bir kayıptı denilebilir ama herkesin bu sözü hak ettiği söylenemez. Raci Hoca`nın kaybı ise gerek sevenleri için gerekse meslek alanı için erken bir kayıptır. Mesleğinin en verimli olacağı döneminde maalesef aramızdan ayrıldı.
Planlamanın zanaata benzeyen bir yönü varsa -ki bence çokça vardır- iyi bir ustadan ders almak, yanında olmak, yanında değilsen eserlerini incelemek ve izlemek eğitici ve yol göstericidir. Planlama mesleği Raci hocanın kaybı ile nitelikli, usta bir zanaatkarını da kaybetmiş oldu. Sahip olduğu sezgisel bakışla birleşen yeteneği, kibirden uzak paylaşımcılığı, süreç katılımına verdiği değer; öncelikle Ankara kentine, fırsat sunmanın değerini bilenlere, birlikte çalıştıklarına, öğrencilerine ve yakın çevresine yol gösterici olmuştur. Arzu eden ve anlamak isteyenlere yol gösterici olmaya da devam etmektedir.
Son sözü ustaya bırakalım;
"…Kentliyle ortaklaşmadan "plan" yapan, ve bu tepeden inme ve yasaklayıcı "planları" uygulayamayan, denetleyemeyen yönetimler; aslında kentli için değil, kendileri için, kamu kurum ve kuruluşları için plan yapmak ve bunları uygulamak durumunda değiller midir? Ne yazıktır ki, "imar planlama" yani, "pasif, ya da reaktif planlama" zihniyeti (ki aslında burada "planlama" kavramını kullanmamak gerekir), tepeden inme, katılımcı olmayan, kentlinin sorunlarına bakmayan, strateji, program, proje ve uygulama kavramlarına itibar etmeyen bir zihniyettir; ve bu zihniyet, 3194 sayılı İmar Yasası`nın ruhudur…" (Raci Bademli, Planlama Üzerine Bazı Düşünceler, 25 Aralık 2001)
Raci Hoca bu yazısını teşekkür ederek bitiriyor.
Ben de kendisine teşekkür ediyor, saygı ve sevgimle anıyorum.
29.08.2025
Serdar M. A. Nizamoğlu, Ankara
Not: Ne yazık ki kentlerimiz halen 3194 sayılı İmar Yasası`nın ruhu ile yönetilmeye devam etmektedir.