Meslek alanlarımıza yönelik baskıların sistematik bir şekilde arttığı, meslektaşlarımızın yalnızca şehir planlama mesleğini icra ettikleri ve kamu yararı mücadelesi yürüttükleri için hedef alınarak yargılandığı bir dönemden geçiyoruz. Bilimsel temeller ve etik ilkeler üzerinden yürütülen mesleki faaliyetlerimizin suç gibi gösterilmesi, hem meslek alanımıza hem de kentlerimizin geleceğine yöneltilmiş açık bir saldırıdır. Yargı eliyle devreye sokulan süreç ve öncül tedbirler ise toplum iradesini ve kentlerin demokratik zeminini zedelemiştir.

Bu koşullarda dayanışma, hem mesleki onurumuzu hem de toplum yararına karşı sorumluluğumuzu savunmanın en güçlü yoludur. TMMOB Şehir Plancıları Odası olarak mesleğini bilimsel temeller ve etik değerlerle sürdüren tüm meslektaşlarımızın yanında, kamu yararını savunma kararlılığımızla dimdik duruyoruz.

Bununla birlikte, meslek alanımızda yaşanan işsizlik, güvencesizlik gibi sorunların yanında üniversitelerimizdeki eğitim süreçlerinde akademik kadro, mekansal donatı gibi eksiklikler nedeniyle gözlenen nitelik kaybı da mesleki pratiklerimize doğrudan yansımaktadır. Diğer taraftan, gerek özel sektörde faaliyet yürüten üyelerimizin yaşadığı iş hacminde azalma, gerek kamuda çalışan meslektaşlarımızın günden güne eriyen ücretleri gerekse emeğiyle geçinen tüm üyelerimizin karşı karşıya olduğu sorunlar dayanışmayı ve kolektif mücadeleyi  her zamankinden daha fazla elzem hale getirmiş durumdadır. 

Mesleğimizi araçsallaştıran hakim yaklaşımın yarattığı ve kapsamlı önerilerimize rağmen çözme iradesi gösteremediği bu sorunları aşmanın yolunun Oda çatısı altında yürüteceğimiz örgütlü mücadeleden ve dayanışmadan geçtiğini belirtmek isteriz. 

Tüm üyelerimizi ve kamuoyunu, hukuksuzluklara karşı ses çıkarmaya; mesleğimizin etik değerlerini, bilimi ve kamu yararını savunarak dayanışmayı büyütmeye davet ediyoruz.