İLGİLİ KURUMLARA DEĞİL; HALKIMIZA SESLENİYORUZ:
Geleceğimizin de yıkıma uğramaması için bu akıl dışılığı hep birlikte durduralım!
6 Şubat 2023 tarihinde gerçekleşen depremlerin ardından mesleki ve teknik bilgimizi halkımızın hizmetine sunmak adına ilgili kurumlarla işbirliğine hazır olduğumuzu belirterek, ürettiğimiz rapor ve dosyalar ile sürece katkı sunmaya çalıştık.
Üzülerek ifade etmek isteriz ki tüm bu çabalarımız karşılık bulmadığı gibi akıl ve bilimle bağdaşmayan, alelacele kararlar birbiri ardına alınmaya devam etmektedir.
Bugün Resmi Gazete`de (24.02.2023/32114), deprem bölgesinde yerleşme ve yapılaşma hususlarını belirleyen 126 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi yayınlanmıştır. Bu kararnamenin 2. Maddesi (4) numaralı bendi uyarınca köy yerleşim alanları dahil, kesin iskan alanlarında ve mevcut kentsel alanda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı`nca onaylanacak plan ve imar uygulamaları beklenmeksizin, jeolojik etüt raporu ve zemin etüdü raporu doğrultusunda Bakanlıkça onaylanacak vaziyet planına ve düzenlenecek yapı ruhsatına göre uygulama yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
Bu düzenleme planlama meslek alanını yapılaşma sürecinden tamamen dışlayan, kentleşmeyi ve kentsel yaşamı tamamen yer bilimsel verilere bağlı kurgulanacak bir mühendislik olgusu olarak gören sığ ve akıl dışı yaklaşımdır. Yapılaşma süreçlerine ilişkin 3194 sayılı İmar Kanunu ve ilgili yönetmelikleri tamamen devre dışı bırakan ve yöre halkının katılım ve itiraz imkânlarını ortadan kaldıran bir süreç başlatılmıştır. Bununla birlikte yürürlükteki mer`i mevzuat gereğince imar planı yapım sürecinde yerine getirilmesi gereken birçok analize, çalışmaya ve kısıtlara uyma zorunluluğu da ortadan kaldırılmıştır.
Yalnızca konut alanlarının bir an önce inşa edilmesi konusuna odaklanmış; en temel bilimsel ve teknik gereklilikleri bile dışlayan bu yöntemle kadim bir geçmişe sahip kentlerimizin yeniden inşa edilemeyeceği açıktır. Yüzlerce yıl boyunca yaşamlarımızı sürdüreceğimiz kentlerimizde nitelikli, refah düzeyi yüksek yaşam alanları kurgulamak adına yapılması gereken en temel iş; kır-kent ilişkisini, sosyal yaşamı, kent kültürünü, kent ekonomisini ve yöre halkının tüm gereksinimlerini kapsamlı bir biçimde ele alan bütüncül bir planlama sürecini başlatmaktır.
Şehir Planlama mesleğini dışlayarak kent inşa etmeye çalışma düşüncesi başarısız olmaya mahkumdur.
İlgili makamların planlama meslek alanının tüm gerekliliklerini reddeden, planlamayı sadece süre kaybı olarak gören, yaşanan kayıplardan, felaketten ders çıkarmayan bu anlayışı karşısında tüm halkımıza sesleniyoruz:
Geleceğimizin de enkaza dönüşmemesi için bu akıl dışılığı birlikte durdurmaya; yaşam hakkımıza, bilime, tekniğe, geleceğimize sahip çıkmaya çağırıyoruz.