Etik İlkeler Özlük Hakları
DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ KUTLU OLSUN!
BASIN AÇIKLAMALARI
Yayına Giriş Tarihi
2022-03-08
Güncellenme Zamanı
2022-03-08 14:15:47
Yayınlayan Birim
ANKARA

Pandemi, Kriz, Savaş… 8 Mart…

Yıllardır kadınlar her türlü erkek egemen şiddete karşı direnmekte, mücadele etmektedir.  Filistinli kadınlar 100 yılı aşkın süredir İsrail işgalinde erkeklerle eşit haklara sahip olabilmek için çabalamakta; Afgan kadınlar Taliban örgütünün kendilerini yok sayan, toplumdan uzaklaştıran politikalarının ardından var olma mücadelesi vermektedir. Yaşanmakta olan Ukrayna-Rusya çatışmasında da kadınlar savaşın yol açtığı fiziksel ve sözlü şiddete en fazla maruz kalan taraf olmaktadır. Kadınların, savaşlardan en çok etkilenen ve temel haklarından mahrum bırakılan dezavantajlı kesim olmasına ve erkek egemen çatışmalarda sivil kayıpların %70`ini kadınların ve çocukların oluşturuyor olmasına rağmen dünya genelinde gerçekleştirilen barışçıl görüşmelerdeki katılımcıların yalnız %6`sını kadınlar oluşturmaktadır.

Dünya ve ülke genelinde pandemi, ekonomik darboğazlar, yoksulluk, iklim krizi gibi krizlerden en çok etkilenenlerin başında yine kadınlar gelmektedir. Artan ekonomik sıkıntılar aile içi şiddeti de beraberinde getirmekte, kız çocukları ekonomik krizin yol açtığı yoksulluk sebebiyle eğitimlerine devam edememekte, tarım sektörü başta olmak üzere tarlada, fabrikada, özel sektörde kadın emeğinin mali karşılığı giderek azalmaktadır. Dünya`da kadınların %80`inin iş yerinde mobbinge maruz kaldığı göz önünde bulundurulduğunda, kadınların emeği ucuz iş gücüyle, ücretsiz aile işçisi olarak sömürülmekte ve kadınlar istihdam sorununda ilk olarak gözden çıkarılan dezavantajlı grup olmaktadır. Pandemi kısıtlamaları sürecinde kadınların maruz kaldığı ev içi şiddetin yanı sıra üstlenmek zorunda kaldıkları ağır iş yükü ile birlikte, Feminist mücadele tarihi boyunca elde ettikleri hakların bir bölümü aşınmıştır. Bu süreçte kamusal özne olabilme haklarını yitiren kadınlar, tanımlanan toplumsal cinsiyet rolleri ile yeni bariyerlerle karşı karşıya kalmışlardır.

Türkiye`de ise kadına yönelik şiddet gündelik hayatın içine yerleşmiş, sıradanlaşmış bir durum olarak topluma yansıtılmakta; problemin politik arka planı göz ardı edilmektedir. Ancak veriler durumun ne ölçüde korkunç olduğunu, Türkiye`nin kadın cinayetlerinin en yaygın olduğu ülke olduğunu göstermektedir. Geçtiğimiz yıl 280 kadın evli olduğu erkek, eski eş veya eski sevgili, sevgilisi, babası veya akrabası tarafından vahşice katledilmiş ve 217 kadın şüpheli bir şekilde ölü bulunmuştur. Her zaman olduğu gibi kadınların katili yalnızca failleri değildir. Kadınların şikayetlerini, koruma taleplerini görmezden gelen merciler, suçlulara ceza indirimi veren hakimler, kadınları suçlayan "o saatte orada ne işi varmış" diyenler, İstanbul Sözleşmesi`ni bir gecede fesheden hükümet ve niceleridir. Ülkemizde artık bir kadın cinayeti haberi duymaya daha tahammülümüz kalmamıştır. Tekrar hatırlatıyoruz; bir an önce caydırıcı cezalar ve yasaların uygulanmasını istiyoruz.

Ataerkil neoliberal düzen sadece kadın emeğini gasp etmekle kalmayıp, aynı zamanda kentlerde kanıksanmış toplumsal cinsiyet rollerini sürekli yeniden üretmektedir. Kamusal alanlar ve civarındaki günlük-kentsel kullanımların mekânsal organizasyonu hakim yapı ve ürettiği düşünce sistemi ile şekillenmektedir.  Eril düzenin mekânı haline gelmiş meydan, sokak, tarihi merkez, merkezi iş alanları gibi kamusal mekanları  kadınlar kullanmaktan imtina etmekte ya da hiç kullanamamaktadır. Diğer bir ifade ile kamusal mekanlar  kadınlar için sadece bir geçiş noktası, sıradan bir mekân halini alırken, erkeklerin uzun vakitlerini geçirdiği mekanlar haline dönüşmüş ve güvenliksizleşmiştir. Pandemi sürecinde de görülmüştür ki kadınların kentle, kamusal mekanla kurduğu ilişki erkeklere göre daha fazla zayıflamıştır.

Ayrımcılığa maruz kalan toplumun dil, din, ırk, cinsiyet, siyasi görüş vb. gözetmeksizin bütün kesimlerinin her türlü karar alma mekanizmalarına dahil edilmesinin daha barışçıl, adaletli, eşitlikçi ve özgürlükçü bir dünya için gerekli olduğu aşikardır. Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi olarak toplumda ötekileştirilen,  ayrımcılığa maruz bırakılan, hakları elinden alınan, emeği sömürülen, özgürlüğü kısıtlanan, fiziksel ve duygusal şiddete maruz kalan tüm kesimlerinin haklı mücadelesinin yanında olduğumuzu belirtir, bütün kadınların 8 Mart Dünya Emekçi  Kadınlar Günü`nü kutlarız.

TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi

 

Ankara Feminist Gece Yürüyüşü: 8 Mart Salı-19:30, Madenciler Anıtı

 

TMMOB
Şehir Plancıları Odası

Çerez Politikası & Gizlilik Sözleşmesi

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz

kişisel verilerinizin Odamız tarafından işlenme amaçları konusunda detaylı bilgilere KVKK sayfamızdan ulaşabilirsiniz.

"/>