Etik İlkeler Özlük Hakları
DOĞAYA, KENTLERE, TUTSAKLARA ÖZGÜRLÜK!
BASIN AÇIKLAMALARI
Yayına Giriş Tarihi
2022-04-30
Güncellenme Zamanı
2022-04-30 22:28:31
Yayınlayan Birim
ANKARA

1 Mayıs Emek ve Dayanışma gününde dahi, emeğimize, doğamıza, yaşam alanlarımıza yapılan saldırıları konuşamayacak bir duruma geldik. Derelerimizi, ormanlarımızı, tarihi ve kültürel değerlerimizi, haklarımızı ve geleceğimizi artık o kadar hızlı kaybediyoruz ki, daha ne olduğunu anlamadan bir diğeri yok oluyor. AKP iktidarının büsbütün içini boşalttığı ve kendi lehine kullandığı yasama ve yargı organları ile sermayenin saldırganlığı ve rahatlığı giderek artmakta; sermayenin en ufak istekleri için kısa sürede mevzuat değiştirilmekte, demokratik haklarını kullanarak karşı çıkanlar, sesini çıkaranlar ise tutsak edilmektedir.

Bu 1 Mayıs‘ta işsizliği, geçinemeyenleri, barınamayanları, talan edilen yaşam alanlarımızı, gençliğimizi ve düşlerimizi yani bizleri konuşacakken, milyonlarca insanla aynı yerde, aynı şeyleri söyleyen arkadaşlarımızın tutsaklığıyla sarsıldık. Kamusal bir alanın, kamusal niteliğinin devam etmesi ve demokratik haklarını özgürce kullanmaları dışında talepleri ve eylemleri bulunmayan meslektaşımız, dostumuz Tayfun KAHRAMAN, Mücella YAPICI ve Can ATALAY, yıllar önce başlayan ve beraat ettikleri kurmaca davaların birleştirilmesiyle yeniden açılan ve hiçbir iddiasının ispatlanamadığı bir dava sonucu 18`er yıl hapse mahkum edildiler.

İktidara yakın olanların makamlarla, ikinci, üçüncü maaşlarla, yüksek bütçeli ihalelerle, vergi indirimleriyle ödüllendirildiği, bedelinin ise tüm toplumda krizle, işsizlikle, yüksek kira ve faturalarla ödendiği artık su götürmez bir gerçektir. İktidar, bu karanlık gerçekliğini sürdürebilmek adına, her türlü hukuksuzluğu uygulamakta, yandaşlarını beslemeye çalışmaktadır. Bunların içinde en kanıksanmışı olan haksız rant kazançları, artık yerel yönetimlerin rutin çalışmalarına dönüşmüş, bakanlıkta dahi parsel bazlı plan değişiklikleri onaylanır hale gelmiştir. Bir kısmı da millet bahçeleri, yatay mimari gibi güzellemelerin arkasına saklanmıştır.

Son bir yıldır yaşanan deprem ve taşkınlar da göstermektedir ki, AKP`nin bu rant ve inşaat ekonomisinde halkın payı yoktur, halkın yararına değildir. Bunun en büyük göstergesi de, kentlerde yaşanan her afetin ölümle ve büyük kayıplarla sonuçlanmasıdır. Afetlerden sonra kamunun önerebildikleri ise, ancak yüksek faizli kredilerle afet mağdurlarının borçlandırılması veya kârı müteahhitlere gidecek olan, bilimsellikten uzak emsal artışı kararları olabilmiştir.

Başkent Ankara da, Atatürk Orman Çiftliği, İmrahor Vadisi, Saraçoğlu Mahallesi ve AKM gibi, yitirdiği kamusal alanlarıyla ülkenin tüm kentleri ile ortak kaderi paylaşmaktadır. Kamu arazileri ve kamusal alanlar sermayeye tahsis edilerek, zaten ekonomik darboğazlarla yaşam kalitesi düşürülen halkın, nefes alanları ve kamu kaynakları da elinden alınmaktadır. Kamu kaynakları ve kamu arazileri halkın yaşam kalitesini yükseltmek için değil, Merkez Ankara, Sinpaş, TOGO veya YDA-Demirkafes gibi binaların yükseltilmesi amacıyla sermayedarlara aktarılmaktadır. Ulaşım başta olmak üzere, kamu kaynaklarının harcandığı tüm altyapı projeleri de halk yararına değil, yeni rant alanlarına hizmet götürmektedir.

Planlamadan, bilimden, kamu yararından artık söz edemeyeceğimiz bu döneme paralel olarak, Şehir ve Bölge Planlama bölümlerinin sayıları ve kontenjanlarının sürekli artması ve her yıl 2000`i aşan yeni mezun şehir plancısının işgücüne katılması ve buna karşın bir yılda on ya da yirmi şehir plancısının atanması, her yıl mezun olan meslektaşlarımızın tamamına yakınının işsizlik sorunuyla mücadele etmesi anlamına gelmektedir. İşsizliğin boyutlarının bu denli yakıcı olduğu bu dönemde ücretli çalışan meslektaşlarımızın da çalışma koşulları her geçen gün daha kötüye gitmekte, tamamına yakını zorlu bir eğitim sürecinden sonra edindikleri bilgi, birikim ve emeklerinin karşılığını alamamaktadır. Bu tablo iktidar tarafından görmezden gelinmekte, yanlış eğitim ve istihdam politikaları sürdürülmekte, işsizliğin giderilmesine yönelik en ufak bir çaba gösterilmemektedir. Diğer taraftan kişiye özel ilanlar, ilansız işe alma süreçleri gibi usulsüz işlemler de yine iktidar yanlılarının işe alımlarında alışıldık bir yöntem haline gelmiştir.

Öfkemiz ve sorunlarımız artmaktadır! Hep birlikte, herkes için yaşanabilir ve adil bir yaşamı mümkün kılacak, sermayenin değil emeğin kentlerini inşa edeceğimiz günler için, mücadelemizi büyütmeye devam edeceğiz.

Emeğe, insana ve yaşama düşman bu düzen karşısında; kentleri ve köyleri, yaşam alanlarını, doğayı, insan haklarını, emeği, kamusal hakları, adaleti, barışı, özgürlüğü, bir arada kardeşçe yaşamı, eşitliği, demokrasiyi, laikliği ve bilimselliği birlikte savunmak için meslektaşlarımız ve öğrenci arkadaşlarımızı Tandoğan Meydanı‘nda Şehir Plancıları Odası kortejine çağırıyoruz!

Yaşasın 1 Mayıs! Yaşasın devrimci dayanışmamız!

TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi

TMMOB
Şehir Plancıları Odası

Çerez Politikası & Gizlilik Sözleşmesi

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz

kişisel verilerinizin Odamız tarafından işlenme amaçları konusunda detaylı bilgilere KVKK sayfamızdan ulaşabilirsiniz.

"/>