Bilindiği üzere 31 Mart 2019 Yerel Yönetim Seçimlerini geride bıraktık. Öncelikle kentimizde seçilen tüm yöneticileri tebrik ediyor, çalışmalarında başarılar diliyoruz.
Yaşanabilir çevrelerin, sağlıklı kentlerin oluşturulmasında ve doğal, kültürel alanların korunmasında birinci dereceden sorumlu ve görevli idari yapılar olarak "Yerel Yönetimler" ile birlikte bizler de aynı sorumluluk ve görevi bir takım müdahaleler yaparak düzenlemek suretiyle yerine getirmek üzere çalışıyoruz. Bu nedenle yerel yönetimler için olmazsa olmaz bir araç olduğunu bildiğimiz "planlama"nın kamu yararı ve koruma odaklı kullanıldığında, yaşanabilirlik düzeylerini istenilen seviyelere çıkarabildiği gibi aksi durumda da yıkıcı sonuçlar doğurabildiğini hatırlatmayı, bu sebeple seçilmiş yerel yöneticilere bir takım önerilerde bulunmayı, planlama ilke ve esaslarını bir kez daha yinelemeyi borç biliriz.
Öncelikle Bursa`nın anayasası olarak tabir edilen Bursa 2020 Yılı 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı`nın projeksiyon yılının dolmasına 1 yıl kalmışken, Bursa Büyükşehir Belediyesi ve Bursa İl Özel İdaresi`nin 11 Nisan 2011 tarihinde bir protokol imzalayarak çalışmalarına başlanan, Bursa Büyükşehir Belediyesi, Akademisyenler, Meslek Örgütleri Sivil Toplum Kuruluşları ve Bursa kamuoyunun büyük bir özverisi ve emeği ile oluşan ve bütün kesimlerin asgari düzeyde ortaklaştığı, 30 Mart 2014`e kadar Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca onaylanamayan ve 30 Mart 2014 tarihinde yapılan yerel seçimlerle onaylama yetkisinin Bursa Büyükşehir Belediye Meclisine geçmesine rağmen bu tarihten günümüze geçen 5 yıl boyunca yeni 1/100000 ölçekli çevre düzeni planının, neden onaylanmadığının, ne zaman onaylanacağının basına ve kamuoyuna açıklanması gerektiğini düşünüyoruz.
Büyük emek verilerek katılımcı süreçlerle oluşturulmuş ve 2013 yılında tamamlanmış bu planın üzerinden 6 yıl geçti. Bursa Büyükşehir Belediyesi, Akademisyenler, Meslek Örgütleri Sivil Toplum Kuruluşları ve Bursa kamuoyunun büyük bir özverisi ve emeği ile oluşan ve bütün kesimlerin asgari düzeyde ortaklaştığı 2020 yılı çevre düzeni planı revizyonu çalışmasının yine katılımcılık anlayışıyla yeniden ele alınması ve sonuçlandırılması gerektiğini önemle hatırlatırız.
Kentimizde 2015 yılından bu yana sürdürülen yanlış "kentsel dönüşüm" politikası sürecini, sonuçlarını hep birlikte gözlemledik, kentte meydana getirdiği geri dönülemeyecek zararlarını hep birlikte deneyimledik ve uzun vadede ortaya çıkacak zararlarını deneyimlemeye de devam edeceğiz. Bu deneyimden çıkarılması gereken bazı dersleri bir kez daha hatırlamanın kentimiz için bu yeni dönemde faydalı olacağını düşünüyoruz.
Bir kentin bir anda topyekün dönüşümü söz konusu olmayacağı gibi tek tek parseller üzerinden dönüşüm de kentsel yaşam kalitesi ve afet riskleri üzerindeki olumsuz etkileri açısından kabul edilebilir değildir. Bu sebeple rant odaklı ve emsal artırıcı plan değişikliklerinden kaçınılmalı, öncelikle bir master plan yapılarak bütüncül bir yaklaşımla ancak yerel özelliklerin de dikkate alınarak ve esas olarak mahalle-altı/mahalle ölçeklerde ele alınması gerekmektedir. Kent bütününde risk faktörü önceliğinde bir etaplamayla yapılması müdahale önceliklerinin belirlenmesinde yol gösterici olacaktır.
Kentsel dönüşüm süreçlerinde yıkıp yeniden yapmak seçeneğinin yanında sağlıklaştırma ve iyileştirme politikalarına da yer verilmesi gerektiği düşüncesindeyiz.
Kentsel dönüşümün olması gereken yaşanılabilir ve sağlıklı yaşam çevreleri oluşturmak amacına uygun olarak sosyal ve teknik altyapı alanlarının asgari büyüklüklerde sağlanmasının yasal bir zorunluluk olduğunun unutulmamasının yanında, hassasiyetle yaklaşılması gereken bir husustur.
Halihazırda benimsemiş olduğumuz planlama süreçlerinde, planlar hazırlandıktan sonra itirazlar yoluyla sağlanan negatif katılımcılık sürecinin değiştirilmesi, karar alma süreçlerine pozitif katılımının sağlanması yani alınacak kararların teknik bilgi ile halkın görüşlerinin bileşimini sağlayacak şekilde olması, planlama süreçleri ile ilgili şeffaf izleme ve değerlendirme sistemlerinin oluşturulması gerekmektedir. Bu hususta gelişen teknolojinin de kentimizdeki üniversiteler, meslek odaları, sivil toplum kuruluşları, kamu kurum ve kuruluşları ile belediyelerin bütün birimleri arasında veri paylaşımı ve ortak çalışma alanı oluşturmak için etkin biçimde kullanılmasının faydalı olacağı düşüncesindeyiz. Bu hususta her zaman çalışmaya hazır olduğumuzu bir kez daha yineliyoruz.
Kentimizde geçmiş dönemde sosyal ve teknik altyapı alanları ile ulaşım ilişkileri göz ardı edilerek sürdürülen kentsel dönüşüm süreci nedeniyle altyapı ve ulaşım sorunları önümüze gelecektir. Bu anlamda kentimizde altyapıya öncelik verilmesi ve konunun bütünlüklü biçimde ele alınması yerinde bir yaklaşım olacaktır.
Yıllardır gerek planlı gerek kaçak gelişen alanlarıyla artık makroformunun sınırlarını aşmış olan kentimizin tarım alanlarının korunması ve geliştirilmesi, tarımsal üretimin desteklenmesi yerel idarelerin en öncelikli konusu olmalıdır.
Tüm bunlarla birlikte planlama çalışmaları yapılırken,
- Kamu yararının odağa alınmasının,
- Doğal, tarihi ve kültürel değerlerinin koruma ve kullanma dengesinin sağlanmasının ilke olarak benimsenmesinin,
- Planlama sürecinde araştırmaların yapılması, sorunların ortaya konulması, veri ve bilgi toplama ile ilgili analiz aşamasına önem verilmesinin,
- Planların hazırlanmasında katılımcılığın sağlanması, kurum görüşlerinin planlamaya esas alınması ve doğru aktarılmasının,
- Kaçınılması gerektiğini bir kez daha tekrarlayarak yoğunluk arttırıcı İmar planları ve değişikliklerinde, artan nüfusun ihtiyacı olan sosyal ve teknik altyapı alanlarının imar mevzuatımız gereği asgari büyüklüklerde sağlanmasının,
- Yapılan plan değişikliklerinin trafik yoğunluğuna etkilerinin de değerlendirilerek doğru ulaşım planları ve çözüm önerileri ile birlikte bütüncül bir bakış açısıyla yapılmasının,
- Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği`nin gereklilikleri ve zorunluluklarının yerine getirilmesinin önemini hatırlatır,
Planlama disiplini ilke ve esaslarımızın takipçisi olacağımızı bildirir, yönetime gelen yerel yöneticilere de rehber olmasını ümit ederiz.
Kamuoyuna saygılarımızla duyururuz.