Etik İlkeler Özlük Hakları
DŞG 46 | TOPLUMDA VE MEKANDA ADALET (2022)

Çağrı Metni

 

Adalet kavramı toplumsal yaşamın temelini oluşturan kavramlardan birisi olarak, insanlık tarihi boyunca önemli bir tartışma alanı olmuş ve gündemde yer almıştır. Tarihsel dönemler boyunca, bireyden toplum ölçeğine; hukuki, ahlaki ve etik normlara dayalı olarak, hak ve eşitlik tartışmalarıyla birlikte ele alınan kavramın kapsam ve içeriği, süreçsel olarak değişim göstermiş ve genişlemiştir. Günümüzde insan haklarını temele alan, kamu yararı ve eşitlik ilkelerine dayanan demokratik bir hukuk devleti olabilmenin yegane yolunun, adaletin bilimsel ve akılcı yaklaşımlarla tesis edildiği bir sistemin kurulması olduğu kabul edilmektedir. Bu anlamda adalet, bugün kamu yararı olarak tanımladığımız çerçevede, doğa ve toplum adına ortak faydayı sağlayabilmenin başlıca koşulunu oluşturmaktadır. Adalet kavramı olmaksızın kamu yararının tesis edilmesi ve toplum refahının sağlanmasının olanaklı olmadığını, dünya genelinde yaşanan pek çok deneyim gözler önüne sermiş durumdadır. Kamu yararını sağlamayı ve toplum refahını arttırmayı temel ilke olarak benimsemiş olan planlama alanı da bu amacına ulaşırken, adalet kavramını başat görmekte ve "adalet" planlama mesleğinin temel dayanağını oluşturan kavramların en önemlileri arasında yer almaktadır. Bununla birlikte mevcut düzende kapitalizmin piyasa mekanizmalarının denetimsiz ve sınırsız birikim talepleri, toplumsal ve mekansal adaletin tesisini her geçen gün daha çok tehdit etmekte ve planlama alanı "adalet" için mücadele vermekle karşı karşıya kalmaktadır. 

Günümüzde, serbest piyasa koşullarının etkisiyle giderek derinleşen COVID-19 pandemisi, iklim değişikliği sorunsalı ve istikrarsız kamu politikaları, kalıcı ve yeni sorunlara ilişkin kaygıları gündeme getirirken; küresel, ulusal ve yerel ölçekte bu konuların her biri toplum katmanları arasında adaletsizliği artıran etkenler haline gelmiştir. Emeğin ve doğal varlıkların sömürüsüne dayalı ve tek amacı sermaye artırımı olan ekonomik sistemin günümüzde ulaştığı boyutlar adaletsizliği artık sadece insan türüne has bir ilişki zemininden çıkarmış, diğer canlı ve cansız varlıklarla ilişkimizi de sarsıcı şekilde bozmuştur. Eriştiğimiz yıkım noktasında; yaşanan adaletsizliklerle bağlantılı olarak adalet talebiyle birlikte "Hak" kavramının da boyutu ve içeriği gelişmiş; üçüncü nesil haklar olarak, Çevre Hakkı, Kent Hakkı gibi kavramlar literatüre dahil olmuştur.   

Farklı toplumsal ve mekansal problemlerle sürekli sınanan planlama pratiklerinin yaşanan tüm bu güncel endişelere nasıl yanıt vereceği meslek alanımızın en temel sorunudur. İklim değişikliği, gıda ve su güvenliği, salgın hastalıklar ve doğal afet temelli sorunların yanı sıra göz ardı edilemez ekonomik kriz koşullarının savunmasız bıraktığı toplumların ve doğanın geleceğine ilişkin öngörülerin geliştirilmesi kaçınılmaz hale gelmiştir. Öte yandan, uluslararası, ulusal ve yerel düzeylerde yaşanan demokrasiden gözle görülür bir geri çekilme, toplumsal ve mekansal olarak sistemli bir bozulmanın da üzerine düşünülmesini gerekli kılmaktadır.

Siyasi, kültürel, tarihi, çevresel ve ekonomik gerilimler, ülkeler arasında ve ülke içinde kalıcı adaletsizliklere yol açtığı gibi kentsel mekanda da izler bırakmaktadır. Kentin ve kentlinin bu gerilimlerden nasıl etkilendiğini, yoksulluk, eşitsizlik ve kırılganlıklara karşı nasıl yanıt ürettiğini ve sosyal, ekonomik ve çevresel güvensizlik ortamında nasıl uyumlanma kapasitesi geliştirdiğini anlamak kent-bölge planlama ve kentsel tasarım meslek alanın temel sorumluluklarındandır.

Kısa erimde kentsel toplumsal reaksiyonları doğuran bu gerilimlerin yol açtığı eşitsizliklerin  uzun vadede meydana getireceği değişim ve dönüşümler analiz edilmeli ve olasılıklar yönlendirilmelidir. Planlamanın doğası gereği mekansal ve toplumsal adaleti sağlama yolunda, bugünü anlayan ve geleceği biçimlendiren politikalar ve kararlarda hangi ilkeleri savunacağı, doğa ve insan temelli tehditlere karşı ne tür yenilikçi yaklaşımları üreteceği, emeğin, sermayenin ve krizlerin kentleşmesinin doğurduğu sorunlara yönelik hangi araçları ve müdahale biçimlerini geliştireceği ortak bir zeminde tartışılmayı beklemektedir.

Bu bağlamda, eşit, adil ve güvenli yaşam çevrelerinin üretim süreci üzerinde bilimsel araştırmaların yanı sıra mesleki uygulamaların birlikte ele alınabileceği kapsamlı bir planlama tartışmasının yürütülmesini hedefliyor ve kent çalışmalarında ilgili tüm kesimleri Dünya Şehircilik Günü 46. Kolokyumu`na katkı vermeye davet ediyoruz.

Teması "Toplumda ve Mekanda Adalet" olarak belirlenen Dünya Şehircilik Günü 46. Kolokyumu`nda sunulacak bildirileri; "Adalet: Doğa ve İklim" ile "Adalet: Mekan ve Toplum" ana başlıkları altında olmak üzere, aşağıda aktarılan alt başlıklar çerçevesinde tartışmayı amaçlıyoruz. 


 

Konular

 

 

Adalet; Doğa ve İklim :

- Ekolojik Adalet; Çevre Hakkı, Döngüsel Ekonomi, Enerji ve Altyapı, Ekolojik Yurttaşlık, Doğa-Temelli Krizler ve Çözümler, Ekolojik Hukuk/Çevre Hukuku, Kentsel Ekolojik Sistemler.

- İklim Adaleti; İklim Krizi ve Etkileri, Gıda Egemenliği, Suya Erişim, Ekososyalizm, Politik Ekoloji, Agroekoloji ve Müşterekler,  İklim Mülteciliği.

 

Adalet; Mekan ve Toplum:

- Kent Hakkı; Toplumsal Hareketler, Barınma Hakkı, Kamusal Hizmetlere Adil  Erişim, Demokrasi ve Karar Alma Süreçlerine Adil Katılım,  Adil Kent Yönetimi. 

- Mekansal Adalet; Kentsel Dönüşüm, Gayrimenkul Piyasası, Konut Politikaları, İmar Hukuku, Kamusal-Özel Mekan Diyalektiği, Göç Ve Nüfus Dağılımı, Kırsal Alanlar, Eşitsiz Bölgesel Gelişim, Kentsel Estetik. 

- Adil Kent; Kentsel Refah, Sağlıklı Kentler, Kır-Kent Dengesi, Erişilebilirlik, Kentsel Yoksulluk, Sosyal Ayrışma.


 

Kurullar

BİLİM KURULU

 

Prof. Dr. Aliye Ahu Akgün

TMMOB Şehir Plancıları Odası

Prof. Dr. Arzu Başaran Uysal

TMMOB Şehir Plancıları Odası

Prof. Dr. Asuman Türkün

TMMOB Şehir Plancıları Odası

Prof. Dr. Ayda Eraydın

TMMOB Şehir Plancıları Odası

Prof. Dr. Azime Tezer

TMMOB Şehir Plancıları Odası

Prof. Dr. Burcu Halide Özüduru

TMMOB Şehir Plancıları Odası

Prof. Dr. Hürriyet Gülsün Öğdül

TMMOB Şehir Plancıları Odası

Prof. Dr. Melek Göregenli

TMMOB Şehir Plancıları Odası

Prof. Dr. Osman Balaban

TMMOB Şehir Plancıları Odası

Doç. Dr. Binali Tercan

TMMOB Şehir Plancıları Odası

Doç. Dr. Bülent Duru

TMMOB Şehir Plancıları Odası

Doç. Dr. Doğan Dursun

TMMOB Şehir Plancıları Odası

Doç. Dr. Emel Karakaya Ayalp

TMMOB Şehir Plancıları Odası

Doç. Dr. Melda Yaman

TMMOB Şehir Plancıları Odası

Doç. Dr. Pelin Pınar Giritlioğlu

TMMOB Şehir Plancıları Odası

Dr. Öğr. Üyesi Ali Kemal Çınar

TMMOB Şehir Plancıları Odası

Prof. Dr. Dilek Koç San

Akdeniz Üniversitesi

Prof. Dr. Duygu Gökçe

Süleyman Demirel Üniversitesi

Prof. Dr. Emine İpek Özbek

Dokuz Eylül Üniversitesi

Prof. Dr. Murat Cemal Yalçıntan

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi

Prof. Dr. Nevin Turgut Gültekin

Gazi Üniversitesi

Prof. Dr. Seda Çalışır Hovardaoğlu

Erciyes Üniversitesi

Prof. Dr. Z. Ezgi Kahraman

Çankaya Üniversitesi

Doç. Dr. Adile Arslan Avar

İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü

Doç. Dr. Burak Belge

Mersin Üniversitesi

Doç. Dr. Eda Yücesoy

İstanbul Teknik Üniversitesi

Doç. Dr. Ersin Türk

Karadeniz Teknik Üniversitesi

Doç. Dr. Gizem Erdoğan Aydın

İzmir Demokrasi Üniversitesi

Doç. Dr. Gökçen Kılınç Ürkmez

Bursa Teknik Üniversitesi

Doç. Dr. Ömür Kaygısız

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi

Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Burak Büyükcivelek

Orta Doğu Teknik Üniversitesi

Dr. Öğr. Üyesi Erhan Kurtarır

Yıldız Teknik Üniversitesi

Dr. Öğr. Üyesi İpek Sakarya 

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi

Dr. Öğr. Üyesi Kadriye Topçu

Konya Teknik Üniversitesi

Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Erdem Eryazıcıoğlu

Amasya Üniversitesi

Dr. Öğr. Üyesi Merve Yavaş

Atatürk Üniversitesi

Dr. Öğr. Üyesi Semiha Sultan Tekkanat

Necmettin Erbakan Üniversitesi

Dr. Öğr. Üyesi Zeki Kamil Ülkenli

TED Üniversitesi

 

 

YÜRÜTME KURULU

 

Senem Ekinci

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi

Dilek Aykaç

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi

Fırat Elmakas

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi

Gamze Bulut Tüzüntürk

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi

Sercan Kara

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi

Tuğba Çekin

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi

Volkan Öven

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi

Akif Burak Atlar

TMMOB Şehir Plancıları Odası

Ayhan Erdoğan

TMMOB Şehir Plancıları Odası

Ayşecan Akşit

TMMOB Şehir Plancıları Odası

Ayşegül Altınörs Çırak

TMMOB Şehir Plancıları Odası

Deniz Alaydın

TMMOB Şehir Plancıları Odası

Duygu Cihanger Medeiros Ribeiro

TMMOB Şehir Plancıları Odası

Ezgi Orhan

TMMOB Şehir Plancıları Odası

Gözde Güldal

TMMOB Şehir Plancıları Odası

Halil Serhan Saner

TMMOB Şehir Plancıları Odası

Hülya Çetinkaya

TMMOB Şehir Plancıları Odası

Sami Tomurcuklu

TMMOB Şehir Plancıları Odası

Sultan Karasüleymanoğlu

TMMOB Şehir Plancıları Odası

Zafer Mutluer

TMMOB Şehir Plancıları Odası


Takvim

 Özet Gönderimi 

Kolokyumda sunulacak bildiri özetleri, özgün bir çalışmanın ürünü olup, çalışmanın kapsam, amaç, yöntem ve sonuçlarını içerecek uzunluk ve kuramsal derinlikte hazırlanmalıdır (en az 500, en fazla 1000 sözcük). Özetlerde yazar(lar)a ilişkin kimlik tanımlayıcı bilgiler bulunmamalıdır. Kolokyuma farklı alanlarda ve sektörlerde çalışan meslek mensuplarının bildiri sunması ve katılım göstermesi beklenmektedir. Özet göndermek isteyenlerin metinlerini aşağıda yer alan "Bildiri Özeti Gönder" butonu aracılığıyla veya kolokyum@spo.org.tr adresine 8 Ağustos 2022 Pazartesi gününe kadar göndermesi beklenmektedir.

 

Bildiri özetleri; Bilim Kurulu tarafından kolokyum temasına uygunluk, bildirinin yöntem ve kapsamının net olarak açıklanması, çalışmanın özgünlük ve güncelliği, bildiri başlığının içeriği yansıtması ve bildirinin yeterli bilimsel içeriğe sahip olup olmadığı kriterleri üzerinden değerlendirilecektir.

  

 Takvim* 

Özet gönderimi için son tarih

: 8 Ağustos 2022 Pazartesi

Bilim Kurulu Değerlendirmelerinin Tamamlanması

: 5 Eylül 2022 Pazartesi

Bildiri Sahiplerine Kabul  Bildirimi

: 9 Eylül 2022 Cuma

Program İlanı

: 14 Ekim 2022 Cuma

Şehircilik Kolokyumu

: 6-7-8 Kasım 2022 Pazar, Pazartesi, Salı

Tam metinlerin teslimi

: 24 Şubat 2023 Cuma

 

* Tarih değişikliklerini web sitemizden takip edebilirsiniz.

 

Program

DŞG Bildigesi

 

İnsanlık tarihinin başlangıcından beri ADALET en çok talep edilen, arzulanan, uğruna mücadele edilen kavramlardan biri olmuştur. Hangi zaman diliminde, hangi toplumsal talep başlığı altında dile getirilirse getirilsin, ADALET öncelikli gündem ve mücadele alanı olagelmiştir. 

Toplumsal bir olgu olarak ele alınan bu kavramın sosyolojik, ekonomik, fizyolojik ve psikolojik birçok alanda açılımları ve anlamları vardır.

Dar anlamı ile coğrafi bir sathı ifade eden mekân ise meslek alanımızdaki yerleşik literatür çerçevesinde değerlendirildiğinde ADALET ile doğrudan ilişkili bir içerik kazanmaktadır.  

Kamucu olmak, kamusal olanı korumak geniş kesimler için adaleti sağlamanın en önemli yollarından biridir. Bu durum, en temel meslek ilkesi kamu yararını savunmak olan planlama mesleğinde, ADALET`i de temel ilkelerinden biri haline getirmektedir.

Eskimiş anlayışla coğrafi bir alan, sahne olarak ele alınan mekân, artık günümüzde çok daha derin ve kapsamlı bir içerik ve anlayışla ele alınmaktadır. Çünkü mekân gündelik yaşamımızda şahit olduğumuz, deneyimlediğimiz eylemlerin hem sahnesi hem de bizatihi sebebi ve gerekçesi durumundadır. Mekânı şekillendiren mesleklerin başında gelen şehir planlama mesleğinin bu süreçte üstlendiği çok önemli roller bulunmaktadır. Şehir plancılarının da mesleki anlamda ürettikleri pratiklerin etkisi uzun yıllara yayıldığı ve geniş kitlelere ulaştığı için sorumlulukları yüksektir.

Günümüzde mekân bir yandan geniş kitlelerin en insani ve zorunlu ihtiyaçlarına ev sahipliği yaparken, diğer taraftan bir avuç varsılın haksız, hukuksuz şekilde zenginleşmesine sebep olabilmektedir. Bu iki senaryo da planlama mesleğinin uygulamaları neticesinde hayata geçmektedir. Açıkça ifade etmek gerekir ki ülkemizde mekân geniş kesimlerin refahından öte, az sayıda sermayedarın, birikimini kısa sürede katlamasına olanak sağlayan bir araç haline dönüşmüştür. Toplumsal düzlemde yürütülen her pratik neticesinde yeniden üretilen mekân günümüzde adaletsizliği maalesef kalıcı hale getiren, eşitsizlikleri daha da derinleştiren bir hale gelmiş durumdadır.

Yapılı çevrenin yeniden üretimi yoluyla, sermaye kesimlerinin kısa vadeli çıkarları uğruna mekân şekillendirilirken doğal alanlarımız yağmalanmakta, tarım alanlarımız hızla yok edilmektedir. Bilimi ve aklı, rant uğruna geri plana iten, kamucu planlamayı yok sayan anlayış ülkemizdeki doğa olaylarının afete dönüşmesine ve en nihayetinde hepimizi her seferinde üzüntüye boğan kayıpların yaşanmasına sebep olmaktadır. En temel ve insani hak olan barınma, ülkemizdeki milyonlar için maalesef uzak ve ulaşılması güç bir hayal konumundadır. En temel kentsel hizmetler özelleştirmeler dolayısıyla düşük gelir grubunda yaşayan milyonlar için ciddi birer maliyet kalemi haline gelmiştir. Ulaştırma, su, elektrik gibi kentsel hizmetlere ödenen ücretlerin oranının maaş kalemleri içerisindeki payı her geçen gün artmaktadır.

Tüm bunlar göstermektedir ki; mekan ve mekânsal pratikler doğrudan adaletle alakalıdır. Benimsediğiniz kent yönetim modeli ve planlama anlayışı da ya milyonların hayatını kolaylaştırıp refahını artıracak ya da bir avuç varsılın zenginliklerine zenginlik katacaktır. Bu iki uç arasındaki tercih elbette politik konumlanış ve benimsediğiniz etik tutumla doğrudan ilişkilidir.

Meslek Odamız geçmişte olduğu gibi bugün de toplumdan, emekten, bilimden ve akıldan yana takındığı tutumla tarafını sermayenin değil emeğin ve emeğiyle geçinen milyonların yanında seçmiştir. Seçtiği bu yolda da mücadelesini sürdürmüş, bedel ödemiştir.

Son olarak İstanbul`un en bilinen ve ziyaret edilen, milyonların uğrağı, kuşun, ağacın ve börtü böceğin yuvası Gezi Parkı`nın kamusal yeşil alan olarak kalmasını istedikleri için o dönem İstanbul Şube Başkanımız, şuan Onur Kurulu Üyemiz Tayfun Kahraman ile  Şerafettin Can Atalay ve Mücella Yapıcı haksız yere cezalandırılmışlardır. Bu vesileyle tekrar ifade ederiz ki Gezi Parkı`nın park olarak muhafaza edilmesi için mücadele eden arkadaşlarımız suç işlememiş aksine meslek ilkelerimizin gereğini yerine getirmişlerdir. Bu ilkeler soyut birer varsayım değil, Anayasa, Yasa, Yönetmelik ve uzun yıllara uzanan içtihatlar neticesinde Odamız Genel Kurullarında kabul edilmiş somut ilkelerdir.

Arkadaşlarımız Gezi Parkı`nın Park olarak kalmasını isteyerek İstanbullu milyonlarca yurttaşımız için ADALET talep etmişlerdir.

Kadim şehir İstanbul`un dünü, bugünü ve yarını için ADALET talep etmişlerdir.

Sadece insanlar için değil, Gezi Parkı`nı yuva edinmiş ağaçlar, kuşlar için; yaşamın tüm bileşenleri için ADALET talep etmişlerdir.

Biz de şimdi onlar için, yüksek bir sesle ADALET talep ediyoruz.

Mesleğimiz kamusal alanı korumayı ve eşitlikçi bir mekân kurgusu yaratmayı bize hukuki, ahlaki ve etik çerçevede bir zorunluluk ve sorumluluk olarak yüklemektedir. Meslek Odamız da geçmişte olduğu gibi bugün de kamudan yana, eşitlikçi bir mekânsal kurgu ve kentsel yaşamın hayata bulması için çalışmalarını ve çabalarını sürdürmektedir.

Düzenlediğimiz bu Kolokyumumuzun da mekânsal ve toplumsal adaletin sağlandığı eşitlikçi, kamucu pratiklerin hayata geçirilmesi yolunda faydalı olmasını; bu amaç çerçevesinde kamusal bilginin üretildiği verimli bir etkinlik olmasını diliyoruz. 

Saygılarımızla.

 

TMMOB
Şehir Plancıları Odası

Çerez Politikası & Gizlilik Sözleşmesi

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz

kişisel verilerinizin Odamız tarafından işlenme amaçları konusunda detaylı bilgilere KVKK sayfamızdan ulaşabilirsiniz.

"/>