Etik İlkeler Özlük Hakları
AOÇ ARAZİLERİNİN MERKEZİ YÖNETİM TARAFINDAN TALAN EDİLMESİNE GÖZ YUMMAYACAĞIZ!
BASIN AÇIKLAMALARI
Yayına Giriş Tarihi
2020-11-30
Güncellenme Zamanı
2020-11-30 14:59:34
Yayınlayan Birim
ANKARA

 

Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi olarak, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından re`sen onaylanan Karakusunlar Mahallesi 29101 ada 27-28 parseller ve 29102 ada 6-7 ve 8 numaralı parsellere ilişkin 1/25000 ölçekli Nazım İmar, 1/5000 ölçekli Nazım İmar ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı değişikliğine dair öncelikle yürütmenin durdurulması ve takiben plan değişikliklerinin iptali talebi ile açılan her iki davamız da lehimize sonuçlanmıştır.

Davaya konu olan alan, Ankara-Eskişehir karayolu üzerinde son yıllarda "demir kafes" gibi tartışmalı rant projelerinin de bulunduğu Çukurambar semtinde yer almaktadır. Söz konusu alandaki şehircilik ilkelerine ve hukuka aykırı yapılara bir yenisi daha yapılan imar planı değişiklikleriyle eklenmek istenmiştir. Plan değişikliğine konu edilmek istenen bu alan 1/25000 ölçekli 2023 Başkent Ankara Nazım İmar Planında belirlenen AOÇ Koruma Amaçlı İmar Planı sınırı içerisinde ve ayrıca 02/06/1992-2436 sayılı Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararıyla doğal ve tarihi sit alanı olarak tescil edilen AOÇ Arazisi ve Özel Planlama Bölgesi (ÖPB) olarak belirlenmiş özel statülü alan sınırları içerisinde kalmaktadır.

Plan değişikliğine konu olan parselleri içeren ve 2008, 2011 ve 2014 yıllarında onaylanan imar planlarına açılan davalar sonucunda ilgili mahkemeler tarafından söz konusu planlar iptal edilmiştir. Buna rağmen, iptal edilen aynı planlar, sadece yapılaşma koşullarında değişikliğe gidilerek, mükerrer plan değişikliği ile hukukun arkasından dolanma çabasıyla yeniden gündeme getirilmiştir. Defalarca iptal edilmesine rağmen uygulanmaya çalışılan imar planında alanın konut+ticaret olarak işlevlendirilmesi 5659 sayılı AOÇ Müdürlüğü Kuruluş Kanunu`nun Ek Madde-1`de belirtilen "…AOÇ arazileri üzerinde konut, ticaret ve sanayi amaçlı yapı yapılamaz" ifadesine de aykırılık taşımaktadır.

İmar planında alanın niteliğine ilişkin bir diğer aykırılık ise alanın özelleştirmeye konu edilmiş olmasıdır. Bahsedilen alan 1983 yılında eğitim ihtiyacına yönelik olarak Gazi Üniversitesi`ne devredilmişken, devir işlemi parsellerin Gazi Üniversitesi`nin ihtiyaçları doğrultusunda kullanılması şartı ile gerçekleştirilmiştir. Davamıza konu olan parsellerde önerilen konut+ticaret kullanımının eğitim ile ilişkisi bulunmamakla birlikte, alan daha sonra TOKİ aracılığıyla Gazi Üniversitesi`nden alınıp, özel bir ortaklığa ihale edilmiştir. Üst ölçekli tüm planlarda Ankara halkına ait olduğu belirtilen AOÇ alanının özelleştirilerek, alanın kamusal kullanımını kısıtlayacak ranta yönelik bir düzenlemeye konu edilmesi, kamu yararının sermaye uğruna feda edildiğini göstermektedir.

Mükerrer plan değişikliği oyunlarıyla yapılaşmaya açılmak istenen alan ne yazık ki AOÇ arazileri üzerindeki ilk uygulama değildir. Özellikle son yıllarda yoğun bir yapılaşma baskısı altında olan AOÇ arazileri, AOÇ`nin kuruluş amacına aykırı kentsel müdahalelerle ve yapılaşma baskılarıyla uzun yıllardan beri karşı karşıyadır. 1925 yılında 5500 hektar olarak Ankaralının hizmetine sunulan alanın büyüklüğü kısa bir süre içerisinde, 1937 yılına gelindiğinde, iki katına,10200 hektara ulaşmıştır. Ancak, bugün gelinen noktada bu değerli alan 3335 hektara kadar küçülmüştür. Bu durum yıllar içinde alana yapılan parçacıl müdahalelerin oluşturduğu dramatik kaybı gözler önüne sermektedir. Bu süreç içerisinde önceleri yerel yönetim eliyle gerçekleştirilen kıyım, son yıllarda merkezi yönetim inisiyatifinde, TOKİ ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı eliyle devam ettirilmektedir. Re`sen onaylanan mükerrer planlarla; üst ölçekli planlarda alana dair öngörülen kullanım kararlarına ters, üst ölçekli planların ilkeleriyle uyuşmayan ve planların kademeli birliktelik ilkelerine aykırı işlemler sürdürülmek istenmektedir.

Kuruluş amacında belirtilen; örnek bir çiftlik işletmesi olarak AOÇ, Ankara halkına temiz ve ucuz gıda maddeleri sağlama, rekreasyon gereksinimini karşılama rolleri ile günümüz koşullarında kente sağlıklı gıda sağlama ve iklim krizinin neden olduğu problemlere çözüm olabilecek potansiyeli ile güncelliğini korumaktadır. Kültürel ve doğal değerlerinin yanı sıra, küresel iklim krizi ile mücadelede etkin olabilecek ve olası gıda krizinin etkilerini de azaltmaya yönelik biçimde kurgulanması gereken bir alan olarak da ele alınmalıdır. Kentin ortasında -kentin akciğerleri olarak tanımlanan- hava koridoru oluşturmak ve gürültü kirliliğini azaltmak gibi ekolojik işlevlere de sahip olan alanın, sadece çevre duyarlılığının bir simgesi olarak korunması değil aynı zamanda çağımızın en büyük sorunlarından biri olan ve giderek kendini daha da belli eden iklim krizinin etkilerini de azaltacak şekilde Ankara`ya yeniden kazandırılması gerekmektedir. AOÇ sınırları içerisinde kalan ve bir kısmı davamıza da konu olan alanlar 1/25000 ölçekli 2023 Ankara Nazım İmar Planının açıklama raporunda da belirtildiği üzere, kamu elindeki açık-yeşil alan sistemi unsurlarından en önemlisi ve değerlisidir. Yine aynı planda bahsedilen; arazinin çeşitli kentsel kullanımlar için satılması, AOÇ`nin ekolojik açıdan ve eğlendinlen yönünden kent için üstlendiği işlevleri olumsuz etkilemektedir.

Açıklamamızda yer alan ekolojik hususlar ve AOÇ arazilerinin Ankara için önemi, davaya konu olan plana dair bilirkişi raporlarında ve mahkeme kararlarında da vurgulanmıştır. Tüm bunlara ek olarak, söz konusu davanın iptal kararı, dava konusu yapılan plan değişikliklerinin 3194 sayılı İmar Kanunu`na, Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği hükümleri ve diğer ilgili mevzuat ile belirlenen usul ve esaslara, ayrıca planlama ilkeleri ve şehircilik esaslarına uygun olmadığı sonuçlarına varılarak alınmıştır.

Davaya konu işlemin imar planına ilişkin olması nedeniyle uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğuracağından öncelikle yürütmeyi durdurma kararı verilmiştir. Ardından 15/01/2020 tarih K:2020/80 sayılı kararla iptal edildiği halde mükerrer plan değişikliği ile yeniden onaylanmıştır. İdari yargı tarafından bir kez daha söz konusu planların öncelikle yargı kararlarını yerine getirmediği vurgulanarak, imar planı değişikliğinin hukuka uygun görülmediği saptanmış ve iptaline karar verilmiştir.

Bizler, Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi olarak, Ankara`nın korunması gereken alanlarının, Ankara için ekolojik, tarihi ve kültürel değeri olan AOÇ arazilerinin kamu eliyle talan edilmesine, sermayeye peşkeş çekilmesine göz yummayacağımızı, kamusal alanlarımızı korumaya ve savunmaya devam edeceğimizi ve mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz.

 

TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi

TMMOB
Şehir Plancıları Odası

Çerez Politikası & Gizlilik Sözleşmesi

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz

kişisel verilerinizin Odamız tarafından işlenme amaçları konusunda detaylı bilgilere KVKK sayfamızdan ulaşabilirsiniz.

"/>