Etik İlkeler Özlük Hakları
1999 DEPREMİ HAKKINDA 16.08.2009 TARİHLİ BASIN AÇIKLAMAMIZ
BASIN AÇIKLAMALARI
Yayına Giriş Tarihi
2009-08-16
Güncellenme Zamanı
2010-03-11 10:53:20
Yayınlayan Birim
ANKARA

 

17 Ağustos 1999 Depremi‘nden bu yana 10 yıl geçti. Bilim insanlarımız yaklaşmakta olan tehlikeler ve riskler konusunda toplumumuzu uyarıyorlar. Afetlere ve risklere karşı alınan önlemler tehlikelerin ve risklerin büyüklüğü ile kıyaslandığında son derece yetersiz kalıyor. 17 Ağustos Depremi‘nin toplumda yarattığı kısmi bilinçlenme yerini kaderci ve vurdumduymaz bir zihniyete bıraktı. 

Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu fay hatlarının oluşturduğu birinci derece deprem tehlikesi altında bulunan yerleşmelerimizdeki riskler giderek artıyor. Arazi spekülasyonu,  araziler üzerinden haksız rant elde etme ve plansızlaştırma süreçleri yerbilimi açısından yerleşime uygun olmayan alanların da yapılaşmasına neden oluyor. Sel tehlikesi altındaki araziler ya imara açılıyor ya da kaçak yapılaşmaya göz yumuluyor. Denetleme mekanizmaları işletilmiyor ve yüksek riskli yerleşme alanları oluşturuluyor. Kentlerimizde afetlere karşı güvensiz ve dayanıksız yapılar oluşuyor, yaşam çevrelerimiz içinde patlayıcı, yanıcı ve zehirleyici tehlikeli kullanımlar-işyerleri denetimsiz biçimde yayılıyor, ulaşım ve açık alan riskleri artıyor. 

Kentlerimiz estetik ve yaşanabilir mekânlar olmaktan uzaklaşıyor, kültürel ve doğal varlıklarını yitiriyor, kimliksizleşiyor. Toplumun bireyleri olarak yüksek riskli yerleşimlerde pasif kaderci zihniyet sarmalında yaşama zorunluluğunda bırakılıyoruz.

Afet tehlikeleri ve kentsel risklere karşı edilgenleştirilmekten ve kaderci zihniyetlerin sarmalından kurtulmak durumundayız.

TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi deprem, sel, heyelan gibi doğal afetlerin yarattığı risklerin azaltılmasının mümkün olduğunu savunmaktadır.

17 Ağustos 1999 Depremi‘nden bu yana geçen 10 yıl, afet riskleriyle mücadelede kayıp yıllardır. Önümüzdeki on yılın da kaybedilmemesi için bilimsel bir anlayışla afet risklerinin azaltılması konusuna yeni bir yaklaşım gerekmektedir.

Bilindiği gibi "Deprem Zararlarını Azaltma Ulusal Stratejisi" belgesini hazırlayan Ulusal Deprem Konseyi 6 Ocak 2007 tarihinde kapatılmıştır. 2 yıl 4 ay sonra afetle ilgili mevcut kurumların birleştirilmesiyle politik olarak oluşturulan bu boşluk Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı kurularak giderilmeye çalışılmaktadır.

1 Ekim 2004 tarihinde toplanmış olan Deprem Şurası‘nda alınan kararların önemli bir bölümü 5 sene geçmesine rağmen hayata geçmemiştir. 4-7 Mayıs 2009 da toplanan Kentleşme Şurası‘nda geniş bir katılımla alınan kararlar umarız bu kez Deprem Şurası‘nda alınan kararlar gibi zaman içinde unutulmaz.

Mevcut Durumda Plancılar Kendi Kentleri İçin Ne Diyor?

TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi
olarak il temsilcilerimiz ve kentlerde bulunan plancılar ile yaptığımız analiz çalışmasında; plancılar kentlerimizin risklerini DEPREM ve SEL olarak belirledi.

Aynı çalışma,tüm bu risklere rağmen, kentlerimizde yapılması gerekli olan afet-risk analizinin yapılmadığı belirlenmiştir.

Afet durumlarına hazırlıkların başında gelen Afet Planının bir çok kent için hazırlanmadığı belirlenmiştir.

Şehir Plancıları, büyük çoğunlukla  kentlerimizin olağandışı durumlara hazır olmadığını söylemiştir.

Plancılar da kendilerini olağandışı durumlara hazır hissetmemektedirler.

Ne yapmalı?

TMMOB ye bağlı meslek Odaları, Üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve uzmanların katılımıyla Şura‘larda alınan kararlarda irdelenerek ‘Ulusal Risk Sakınım Stratejisi‘ belgesinin hazırlanması önümüzdeki 10 yılın en öncelikli eylemi olmalıdır.   

Doğal ve teknolojik afetler ve risk yönetimi konularında uzmanlaşmış bilimsel kuruluşlar, bilim insanları, TMMOB nin ilgili meslek Odaları, ilgili uzmanların katılımıyla hazırlanacak "Doğal ve Teknoloji Afetlerin oluşturduğu Risklerin Azaltılması ve Yönetimi Ulusal Stratejisi" nin 2010 yılında yürürlüğe girmesi sağlanmalıdır.

Ulusal düzeyde saptanacak amaç, hedef ve stratejilerle uyumlu olarak kentsel ve kırsal alanlardaki yerleşmeler için Risk Sakınım Strateji Planlarının hazırlanması ise zaman kaybetmeden gerçek katılım süreçleriyle hazırlanmalıdır.

Belediyeler ve İl Özel İdareleri yasaları gereği Afet ve Acil Durum Planlarını hazırlamak durumundadır. İl Temsilcilerimizle ve illerimizde bulunan şehir plancıları ile yaptığımız araştırmaya göre çok az kentte katılım mekanizmaları işletilmeden tepeden inmeci bir yaklaşımla bu planlar hazırlanmıştır.

Özellikle tecrübeli teknik eleman yetersizliği içinde bulunan Belediyelerin ve İl Özel İdarelerinin bu tür planları hazırlayamayacağı açıktır. Bu konuda merkezi düzeyde bir teknik desteğe gereksinim vardır.  Bu planlar hazırlanırken bilimsel kuruluşlar ve TMMOB bağlı meslek odalarının uzmanlık bilgilerinden yararlanılması ve gerçek bir katılım sürecinin işletilmesi gerekmektedir.

TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi ve Şubemize bağlı tüm İl temsilcileri yerleşme düzeyinde hazırlanması gereken afet ve acil durum planlarına Sakınım Strateji Planlaması konusundaki uzmanlık bilgileriyle destek verecektir.

      TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi

TMMOB
Şehir Plancıları Odası

Çerez Politikası & Gizlilik Sözleşmesi

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz

kişisel verilerinizin Odamız tarafından işlenme amaçları konusunda detaylı bilgilere KVKK sayfamızdan ulaşabilirsiniz.

"/>