Etik İlkeler Özlük Hakları
TAŞKIN GERÇEĞİ VE BURSA
BASIN AÇIKLAMALARI
Yayına Giriş Tarihi
2010-10-21
Güncellenme Zamanı
2010-10-21 16:36:55
Yayınlayan Birim
BURSA

TAŞKIN GERÇEĞİ VE BURSA

Ülkemizde su baskını, deprem felaketinden sonra kentlerimizi tehdit eden en önemli tehlikedir. Yıllarca yaşanan göç olgusuna seyirci kalınan ve çarpık kentleşmenin "kentleşme kültürünü" oluşturduğu ülkemizde, maalesef yaşanan doğa olayları, kentlerimizde afete dönüşmektedir.

Küresel ısınmanın etkileri ile tetiklenerek iklimlerin değişkenlik gösterdiği bu dönemde, kentimiz topografik özellikleri ile bu tür doğa olaylarına sıkça sahne olacaktır.

Sağanak yağış ardından metropol köy olan kentimizde yaşam felç oldu. Su baskınları yaşandı. Başta stratejik önemi olan Afet Koordinasyon Merkezi (AKOM) olmak üzere Terminal ve kamu tarafından yapılan birçok bina ciddi şekilde etkilenmiştir.

Nilüfer, Osmangazi, Yıldırım, Gürsu, Kestel, İnegöl, Gemlik,Yenişehir ilçelerinde 2500 civarında ev, işyeri, fabrika ve 3 milyon m²  tarım alanı kullanılamaz hale gelmiştir.

Biz İMO ve ŞPO olarak bir çok kez kent yöneticilerimize seslendik; "Deprem başta olmak üzere kentimiz doğa olaylarına hazırlıklı değil" dedik. Ancak sesimizi kent yöneticilerine duyuramadık...

Yaşananlar haklılığımızı maalesef bir kez daha doğruladı.

Bir parça daha kentsel arazi kazanmak için dere yataklarını daraltan ve kentsel kullanıma açan, kentimizi beton yığını haline getiren, yağmur suyunun toprakla buluşacağı / emileceği alanları imar alanlarına dönüştüren, hiçbir mühendislik ölçütlerini gözetmeden "ben yaptım oldu" mantığı ile milyonlar harcayarak yanlışı inşa eden yöneticilerimiz, yaşananların sorumlularıdır.

Kent Planlama; tarım topraklarını, taşkın alanlarını, sıvılaşma alanlarını, kentsel kullanıma açmak, kamuya ait kent parçalarının rant gruplarının eline geçmesi anlamına gelmemelidir.

Kent Planlama; Bilimin, mühendisliğin öngördüğü kıstaslarla, zemin ve iklim özellikleri ile kentli nüfusun ihtiyacı olan, yaşam standartlarını yükseltecek sosyal alan ve diğer gereksinimlerini karşılamanın aracı olarak değerlendirilmelidir.

 

Kentimizin İmar Planları, afet ( deprem, su baskını, toprak kayması, sel, yangın vb) yönünden katılımcı planlama anlayışı ile sivil toplum örgütleri, meslek odaları, kamu kurum ve kuruluşlarının katılımıyla tekrar değerlendirilmeli ve afet ana planı oluşturulmalıdır. İmar Planları, afet ana planı çerçevesinde revize edilmelidir.

Uludağ‘dan doğan ve kentin içinden geçen dere yatakları  rehabilite edilmeli, dere yatağı kavramının sadece derenin aktığı yer olmadığı, taşkın alanlarını da kapsadığı unutulmayarak taşkın alanlarında yer alan kentsel kullanımlar tasfiye edilmelidir.

Su baskını yaşanan bölgeler tespit edilerek kentsel dönüşüm, bu alanların tasfiyesi/dönüştürülmesi için kullanılmalı, kentimiz bir an önce çağın ve teknolojinin gerektirdiği altyapıya kavuşturulmalıdır.

Çevre ve Orman Bakanlığının 07.08.2009 tarihli 5471 sayılı İç İşleri Bakanlığına hitaben yazdığı Başbakanlık genelgesine dayanarak, kamu kurumlarından oluşturulan TAŞKIN KOORDİNASYON KURULUNUN Bursa da ne gibi çalışmalar yaptığını merak etmekteyiz.

 

5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Yasasına göre yapılması gereken, "Afet riski taşıyan, can ve mal güvenliği açısından tehlike oluşturan binaları insandan tahliye etmek ve yıkmak" konusunda Bursa Büyükşehir Belediyesi yönetimlerinin ciddi ihmalleri olduğunu düşünmekteyiz.

 

Saygılarımızla.

TMMOB
Şehir Plancıları Odası

Çerez Politikası & Gizlilik Sözleşmesi

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz

kişisel verilerinizin Odamız tarafından işlenme amaçları konusunda detaylı bilgilere KVKK sayfamızdan ulaşabilirsiniz.

"/>