Bu kapsamda;
1) “Devlet ormanlarının, Devletçe yönetilir, işletilir...” ilkesi “İŞLETTİRME” eylemini de kapsayacak biçimde değiştirilmektedir. Böylece; “devlet ormanı” sayılan arazilerde, her türlü etkinlik yerli ve yabancı özel sermayeli kişi ve kuruluşlara yaptırılabilecektir. Bu düzenleme kamu yararına aykırı uygulamalara yol açacak; orman köylüsünün çevrelerindeki ormanlardan yararlanma olanaklarını kısıtlayacaktır.
2) “Orman niteliğini yitirmiştir” gerekçesiyle “orman sınırları dışına çıkarılan” yerlerin HERKESE; i) devredilmesi, ii) tahsis edilmesi, iii) terk edilmesi, iv) kiraya verilmesi, v) üzerinde ayni hak tesis edilmesi ve vi) satılması olanakları getirilmektedir: Böylece, yaklaşık 5 milyar m² Hazine arazisindeki her türlü işgal, Anayasal dayanaklara kavuşturulmakta; bu arazilerin işgalcilere dağıtılmasına yönelik uygulamaların kapsamı genişletilmekte ve olanakları da artırılmaktadır.
3) “Orman niteliğini yitirmiştir” gerekçesiyle “orman sınırları dışına çıkarılan” yerlerin yalnızca orman köylülerinin kalkınmalarının desteklenmesi amacıyla değerlendirilmesi koşulu, bu gibi yerlerin satılması yoluyla elde edilecek gelirden köylülere pay ayırmaya indirgenmektedir. Böylece, orman köylülerinin kalkındırılmasına gerçekten de katkıda bulunabilecek anayasal bir olanak keyfi uygulamalara bırakılmaktadır.
4) Orman köylerinin sınırları içinde kalan yerlerin bile gerektiğinde orman köylüsü olmayanlara da satılabilmesi olanağı getirilmektedir: Böylece, 17 bin orman köyündeki 8-9 milyon yurttaşımızın onlarca yıldır üzerinde yaşamaya çalıştıkları; yerleşmiş oldukları, tarım ve hayvancılık yapa geldikleri yerler de satılabilecek; dahası bu gibi yerleri, kullanıcı konumundaki orman köylülerin dışındaki kişi ve kuruluşlar da satın alabilecek; dolayısıyla orman arazilerindeki yapılaşma hızlandırılıp yaygınlaştırılacaktır.
Siyasal iktidarın 1982 Anayasasının ormanlar ve orman köylüleri ile ilgili 169 ve 170. Maddelerini değiştirme girişimleri öngörüldüğü gibi gerçekleştirildiğinde; devletin mülkiyetindeki 20,7 milyon hektar orman arazisi, vurguncularının yağmasına açılmış olacaktır. Bu koşullarda, ormancılık çalışmalarının tekniğine uygun yapılabilmesi olanakları kalmayacak; orman köylüsünün çevrelerindeki ormanlardan yararlanabilme ve kalkındırılması olanakları kısıtlanacaktır. Yürürlükteki “Orman niteliğini yitirmiştir” gerekçesiyle “orman sınırları dışına çıkarma” uygulamalarına dayanak olan anayasal ve yasal düzenlemeler değiştirilmedikçe bu durum süreklilik kazanacak; çözümlenmesine çalışılan sorun kesinlikle çözümlenemeyecek ve her zaman gündemde kalacaktır.
Kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.

Türkiye Ormancılık Kooperatifleri Merkez Birliği (OR-KOOP) ve OR-KOOP’a Bağlı Bölge Birlikleri, TARIM-ORKAM-SEN, TMMOB Orman Mühendisleri Odası, TMMOB Çevre Mühendisleri Odası, TMMOB Mimarlar Odası, TMMOB Peyzaj Mimarları Odası, TMMOB Şehir Plancıları Odası, TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası, Türkiye Ormancılar Derneği, TEMA, KİGEM, Doğal Hayatı Koruma Derneği, Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF-TR), Türkiye Ziraatçılar Derneği, Ankara Barosu