Etik İlkeler Özlük Hakları
YILDIRIM KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJESİNDE YENİ PLAN, YENİ SORUNLAR…
BASIN AÇIKLAMALARI
Yayına Giriş Tarihi
2016-01-27
Güncellenme Zamanı
2016-01-27 16:35:23
Yayınlayan Birim
BURSA

Kentleri, sosyo-kültürel, ekonomik, politik ve teknolojik etmenlerin etkileşiminde biz insanlar üretiyoruz. Bu üretim sürecinde öne çıkan değerler ve ilişki biçimleri, kullanılan yöntemler, ortaya çıkan ürünün özellikleri, bu ürünün doğa ve insan üzerindeki etkileri vb. zaman içinde değişiyor, dönüşüyor. Kısacası, hem toplumsal hem mekansal (kentsel/ kırsal) dönüşüm kaçınılmaz ve her değişim sürecinde belli bazı kırılmalar yer alıyor. Örneğin, 1960`lı yılların başında Bursa`ya bir organize sanayi bölgesi kurulması kararı kentin geleceğini derinden etkileyen bir kırılma noktası. Kentsel dönüşüm projelerini de aynı şekilde birer kırılma noktası olarak görmek gerek.

Bu nedenle projelendirmeden planlamaya, uygulamadan etki değerlendirmesine kadar tüm süreç dikkatlice kurgulanmalı. Bu kurgu, her şeyden önce, gerçek ihtiyaç sahiplerinin yaşamlarının iyileştirilmesini hedef almalı ve bu sadece mekansal dönüşümle sınırlı kalmamalı. Başarılı kentsel dönüşüm uygulamaları olarak sayılan çoğu yabancı ülke deneyimlerinde görüldüğü gibi öncelik yerinde dönüşüme verilmeli ve projeler mesleki eğitim ve iş geliştirme faaliyetlerine kadar uzanan çok boyutlu bir anlayışla geliştirilmeli. Özetle, meselenin basitçe eski binayı yıkıp yerine yenisini yapmak olmadığı, aksine insanların yaşamlarını kökten etkileyecek bir kırılma sürecinin tasarlandığı hiç akıldan çıkarılmamalı. Kentsel dönüşüm projelerinin daha sağlıklı,yaşanabilir ve adil kentsel çevrelerinin oluşturulmasına katkı yapması için bu temel ilkelerin benimsenmesi çok önemli. Benzer şekilde, kent planlama disiplini içinde geliştirilmiş olan tüm planlama ilkeleri ve kuralları ile mühendislik ve mimarlığın bilimsel ve teknik gereklilikleri de bu projeler için birer vazgeçilmez.

Hepinizin bildiği gibi Yıldırım İlçesinde 7 mahalleyi kapsayan yaklaşık 500 hektarlık alanda yıllardan beri çözüme kavuşturulamayan bir kentsel dönüşüm projesi sorunu yaşanmaktadır. Yıldırım Belediyesi`nin bir önceki dönem yönetimi tarafından başlatılan ve odamızın tüm uyarılarına rağmen devam ettirilen süreç, ne yazık ki olumsuz sonuçlanmış ve rafa kalkmış idi. Geldiğimiz noktada yeni bir kentsel dönüşüm projesi ile karşı karşıya bulunmaktayız. Ve her zaman ki gibi bilimden, teknikten ve kamu yararından taraf olan odamız, bu süreçte de gördüğü eksik ve yanlışları kamuoyu ile paylaşmaya devam etmektedir.

Gelinen son noktaya ilişkin değerlendirmelere geçmeden önce, sürecin geçmişi ile ilgili kısa bir bilgi vermek gerekmektedir. Zira önceki süreçlerden gereken derslerin alınmaması, aynı hataların tekrarlanması proje risklerini arttırmaktadır.

Yıldırım Kentsel Dönüşüm Projesi Süreci‘nin Kısa Geçmişi

Yıldırım ilçesi, Mevlana, Ulus, Arabayatağı, Çınarönü, Hacivat, Yavuzselim, Şirinevler Mahallelerini kapsayan alanda yer alan 499 ha`lık alan 2012/4086 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla Riskli Alan ilan edilmiştir.

İlan edilen Riskli alanın Mevlana ve Ulus Mahallelerinin 55 ha`lık kısmını kapsayan alanda Bakanlık Makamının 27.05.2013 tarih ve 7937 sayılı Olur`u ile 1/25000 ölçekli Merkez Bölgesi Nazım İmar Planı, 1/5000 ölçekli Yıldırım Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı değişiklikleri onaylanmıştır. Söz konusu planlara odamız tarafından önce itiraz edilmiş ardından da dava açılmış olup, dava süreci devam ederken Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 31.12.2014 tarihli yazısında "Yıldırım Belediyesi ile yapılan görüşmeler neticesinde Riskli alanın 1. Etabına ilişkin onaylanan imar planı değişikliklerinin plan kararları ve yapılaşma yönünden dönüşümü gerçekleştirebilecek nitelikte olmadığının tespit edildiğini ve bu nedenle riskli alanın bütününde yeni bir imar planı çalışmasının yapıldığını" belirtmiş olup onaylanarak dağıtımı yapılan planların iptal edildiğini bildirmiştir.

Odamızın bu planlar ile dönüşümün gerçekleştirilmesinin mümkün olamayacağı yönündeki tüm uyarılarına rağmen sürece devam edilmesi ve ardından Bakanlığın kendisinin de benzer bir gerekçe göstererek planları iptal etmesi, odamızın sürece ilişkin tespitlerinin ne kadar haklı olduğunun ifadesidir. Açıkça ifade etmek gerekir ki, bizler haklı olmanın mutluluğunu yaşamıyoruz. Çünkü yanlış ve eksik olarak sürdürülen süreçler, ciddi maddi zarar ve zaman kaybına yol açmalarının yanında, bölgenin sorunlarının da devam etmesine neden olmaktadır. Bizler de herkes gibi bölgenin sağlıklı bir şekilde dönüşmesini ve insanların daha güvenli bir kentsel çevrede yaşamasını istiyoruz.

Bu noktada iptal edilen planların ardından başlayan yeni kentsel dönüşüm sürecinin hangi aşamada olduğunu sizlerle paylaşıp daha sonra konuya ilişkin değerlendirmemizi aktaracağız.

Yıldırım Kentsel Dönüşüm Projesi Süreci‘nde Güncel Durum

İlk onaylanan plan değişikliklerinin iptalinin ardından Mevlana ve Ulus Mahallelerini kapsayan söz konusu 55 ha`lık ilk etap için hazırlanan 1/25000 ve 1/5000 ölçekli İlave Nazım İmar Planı; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 6306 sayılı Kanun, 644 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve 3194 sayılı İmar Kanununun 9. Maddesi uyarınca resen onaylanmıştır. Askıda ilan edilen söz konusu plana ilişkin şubemizce yapılan değerlendirmede itirazda bulunulmuş fakat henüz itirazımıza ilişkin alınan karar tarafımıza iletilmemiştir.

Onaylanan üst ölçekli nazım imar planlarının ardından da, bu alanın yaklaşık 14 ha`lık kısmına ilişkin hazırlanan 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı; Yıldırım Belediye Meclisi`nin 04.12.2015 günlü 2. Oturumunda görüşülüp kabul edilmiş ve 11.12.2015 – 11.01.2016 tarihleri arasında 30 gün süreyle askıya çıkarılmıştır. Askıya çıkarılan plan değişikliğinde belirlenen fonksiyonlar ve emsal değerleri aşağıdaki gibidir:

Ticaret Alanı Emsal:2.30 Yükseklik: Serbest

Turizm-Ticaret Alanı Emsal:2.30 Yükseklik: Serbest

Ticaret-Konut Alanı Emsal:2.30 Yükseklik: Serbest

Konut Alanı Emsal: Belirtilmemiş Yükseklik: Belirtilmemiş

Akaryakıt ve Servis İstasyonu Alanı

Teknik Altyapı Alanı

Yeşil Alanlar

Yeni onaylanan plan değişikliklerine bakıldığında, sürecin başında yapılan bazı önemli hataların tekrar edildiğini görmekteyiz. Detaylarını ekteki itiraz dilekçemizde belirteceğimiz bazı önemli hususları kısaca sizlerle paylaşıyoruz:

 

  • ONAYLANAN PLAN PLANLAMANIN BÜTÜNCÜLLÜĞÜ İLKESİNE UZAKTIR.

 

Yukarıda da belirtildiği üzere; alana ilişkin daha önce onaylanan planlar dönüşüme imkan vermediği ve bütüncül bir çalışma yapıldığı iddiası sebebiyle Bakanlık tarafından iptal edilmiştir. Geldiğimiz noktada ise, 499 ha`lık Riskli Alan içerisinde 55 ha`lık alana ilişkin 1/25000 ve 1/5000 planlar onaylanmış ardından da bu 55 ha`lık alan içerisindeki 14 ha`lık alana ilişkin 1/1000 uygulama imar planı değişikliği onaylanmıştır. Dolayısıyla 499 ha`lık riskli alanda bütüncül bir planlama çalışması yapılması gerekirken önce %10`lık bir alanda nazım imar planı çalışması yapılmış ardından da daha küçük bir alanda (yaklaşık 14 ha) uygulama imar planı çalışması yapılmıştır.

Bu yaklaşım planlama disiplininin bütüncüllük ilkesi ile taban tabana zıt bir yaklaşımdır. Kentsel sorunların temelinde planlamada parçacıl yaklaşımların yatıyor olduğu gerçeği önümüzde duruyor iken; kentsel dönüşüm gibi hassas ve çevresine etkisinin çok önemli olduğu bir konuda bu şekilde parçacıl bir planlama süreci işletilmesi bölgede geri dönüşü imkansız sorunların ortaya çıkması riski taşımaktadır. Yine planın kısmi onaylanması da planın amacına uygun değildir. Başka bir deyişle, meselenin temelinde, riskli alan ilan edilen ve fiziksel ve sosyo-ekonomik özelliklerinin benzerliği açısından kentin bir alt bölgesini oluşturan 500 ha. alanın tümüne ait bir dönüşüm kurgusunun olmaması, ayrıntılı bir etaplama ve projelendirmenin yapılmamış olması yatmaktadır.

 

  • ONAYLANAN PLAN YOĞUNLUK ARTTIRICI OLMASI SEBEBİYLE ÜST ÖLÇEKLİ ÇEVRE DÜZENİ PLANI KARARLARINA AYKIRIDIR.

 

Yürürlükteki uygulama imar planında Bitişik Nizam 2 katlı konut alanları olarak planlı alanda, Ticaret+Konut alanlarında 2.30 emsal değeri verilmiştir. Yeni onaylanan plan ile, önemli ölçüde yoğunluk artışı yapılmıştır. Üst ölçekli çevre düzeni planı notları incelendiğinde alanda yoğunluk artışına gidilmemesi hususunda çok net plan hükümleri bulunmasına rağmen, yapılan plan değişikliği ile alanın yoğunluğu önemli ölçüde arttırılmaktadır.

 

  • ONAYLANAN PLAN MEKÂNSAL PLANLAR YAPIM YÖNETMELİĞİ HÜKÜMLERİNE AYKIRIDIR.

 

Yönetmeliğin İmar Planı Değişikliklerinde Uyulması Gereken Esaslar bölümünde, nüfus yoğunluğunun arttırılmasına dair imar planı değişikliklerinde artan nüfusun ihtiyacı olan sosyal ve teknik altyapı alanları standartlara uygun olarak plan değişikliğine konu alana hizmet vermek üzere ayrılması zorunlu tutulmuştur.

Fakat onaylanan plana ilişkin hesaplara bakıldığında, alanda yaşayacak nüfusun ihtiyacı olan donatı alanların yeterli miktarda ayrılmadığı bazı donatı alanlarının ise planlama alanında hiç bulunmadığı görülmektedir. Bütüncül bir yaklaşımdan uzak olarak onaylanan plana ilişkin belediye ile yapılan görüşmelerde donatı alanları hesaplarının üst ölçekli nazım imar planlarından yapılması gerektiği Belediye tarafından ifade edilmişse de şu an için onaylanan plan sınırları esas alınarak bir inceleme yapılmaktadır. Bu şekilde bakıldığında onaylanan alanda okul alanı, sağlık alanı, spor alanı, dini tesis alanı gibi donatıların hiçbirinin bulunmadığı görülmektedir. Planlama alanında ayrılan az miktardaki yeşil alan ise alanın ihtiyacının karşılamaktan hayli uzaktır.

Ayrıca, planlama alanı ile ilgili planlamaya esas kurum görüşleri alınmadığı belirlenmiştir. Özellikle planlama alanına ilişkin düzenlenen Jeolojik Etüt Raporu`nda "D.S.İ.`den görüş alınmadan uygulamaya izin verilmemesi gerektiği" ifadesinin planlara yansıtılmadığı görülmüştür

 

  • PLAN AFET RİSKİ ALTINDAKİ ALANLARIN DÖNÜŞTÜRÜLMESİ HAKKINDA KANUN HÜKÜMLERİNE AYKIRIDIR.

 

Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun ortaya çıkış amacını belirten ilk maddesinde; kanunun amacının başta afet riski altındaki alanlarda sağlıklı ve güvenli yaşam alanları oluşturmak olduğu açıkça belirtilmektedir.

Söz konusu alanın zemine ilişkin jeolojik ve jeoteknik raporları incelendiğinde, zeminin deprem açısından oldukça sakıncalı bir durumda olduğu açıkça görülmektedir. Gerek zeminin toprak yapısı gerekse sıvılaşma riskleri göz önünde alındığında, bölgedeki yapılaşmanın bu veriler ışığında dikkatle belirlenmesi insanların can ve mal kaybı açısından oldukça önem arz etmektedir. Fakat bölgedeki yapılaşma değerlerine bakıldığında bu hususların göz ardı edildiği tespit edilmiştir. Öyle ki, alandaki 4 adet yapılaşma adasında yükseklik serbest bırakılmıştır. Bu denli önemli ve zemin açısından sıkıntılı bir alanda yüksekliğin serbest bırakılması gerek depremsellik açısından gerekse de kent silüeti açısından çok büyük riskleri de beraberinde getirmektedir.

Yukarıdaki tespitler doğrultusunda onaylanan plan değişikliklerine itiraz ettiğimizi sizlerle paylaşıyoruz. Umuyoruz ki, Bakanlık ve Belediye yetkilileri bu hususlarda gerekli düzenlemeleri yapacaklardır. Biz de gerek Yıldırım ilçesinde gerekse diğer alanlarda bilimden, teknikten ve kamu yararından taraf olarak tüm kentsel dönüşüm projelerine bu yönde katkı koymaya devam edeceğiz.

Basına ve Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

 

TMMOB ŞEHİR PLANCILARI ODASI

                BURSA ŞUBESİ 

 

 

TMMOB
Şehir Plancıları Odası

Çerez Politikası & Gizlilik Sözleşmesi

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz

kişisel verilerinizin Odamız tarafından işlenme amaçları konusunda detaylı bilgilere KVKK sayfamızdan ulaşabilirsiniz.

"/>