Etik İlkeler Özlük Hakları
LPG PİYASASI KANUN TASARISI HAKKINDAKİ ODAMIZ ÇALIŞMALARI
RAPORLAR
Yayına Giriş Tarihi
2003-12-17
Güncellenme Zamanı
2003-12-17 13:36:11
Yayınlayan Birim
MERKEZ
Ülkemizde 2003 yılı içerisinde farklı kentlerde LPG tanklarının ve istasyonlarının patlaması sonucunda LPG tesislerinin yarattığı tehlikeler gündeme geldi. Ne yazık ki bu patlamaların pek çoğunda yaralanmalar, ölümler ve mal kayıpları oldu. Bu kayıplar ‘LPG tehlikesini’ bir kez daha gözler önüne serdi. Yerleşme yerleri içinde bulunan LPG istasyonlarının büyük bölümünün ruhsatsız olduğu yetkililer tarafından açıklandığı gibi bu tesislerin can ve mal güvenliği açısından taşıdıkları riskler de ifade edildi.
Meydana gelen patlamaların ardından sorunu çözmek amacıyla Hükümet tarafından “LPG Piyasası Kanunu Tasarısı” hazırlandı. Ne var ki, Kanun tasarısı çalışmalarına konuyla ilgili meslek odaları davet edilmedi. Tasarının hazırlık çalışmalarında kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri yanı sıra, LPG piyasasında faaliyet gösteren sektör temsilcileri yer aldı. Hazırlanan tasarıda, sektör temsilcilerin etkisiyle yalnızca LPG piyasasının gözetimine ve denetimine yönelik hükümler yer aldı.
Odamız Genel Merkezi ve Ankara Şubesi tarafından tasarı hakkında görüşlerin yer aldığı bir rapor hazırlandı. Odamızın tasarı hakkındaki öncelikli tespiti, LPG istasyonlarının insan ve çevre sağlığı açısından güvenilirliğini sağlamak amacıyla başlanan çalışmaların amacından uzaklaştığı şeklinde oldu. Tasarının temel motivasyonun söz konusu piyasanın daha etkin işlemesinin sağlanması olduğu tespiti yapıldı. Tasarının, Akaryakıt ve LPG istasyonlarının yarattığı ve yaratacağı risklerin ortadan kaldırılması ve/veya en aza indirilmesi amaçlı olarak yeniden ele alınmasını vurgulayan rapor, Başbakanlığa, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına, Bayındırlık ve İskan Bakanlığına ve Sağlık Bakanlığına dağıtımlı olarak gönderildi. Hazırlanan taslağın Odamıza gönderilmesi halinde daha detaylı görüşlerimizin iletileceği bildirildi.
Bunun üzerine Petrol İşleri Genel Müdürlüğü, LPG Piyasası Kanunu Tasarısının incelenerek varsa yeni görüş ve önerilerimizin Genel Müdürlüklerine bildirilmesini isteyen bir yazıyı Odamıza iletti. Odamız aşağıda sunduğumuz görüşlerimizin tasarıya yansıtılmadığını belirterek, eleştirilerini ve önerilerini maddeleştirerek Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’ne tekrar yazılı olarak iletti.

SIVILAŞTIRILMIŞ PETROL GAZLARI (LPG) PİYASASI KANUNU TASARISINA İLİŞKİN ŞEHİR PLANCILARI ODASININ GÖRÜŞLERİ
05/07/2003 tarihinde Ankara İncesu’da patlayan LPG istasyonu ile, kamuoyunun gündemine gelen LPG istasyonlarının yer seçimi, planlama ve denetleme esaslarına ilişkin endişelerini Odamız öteden beri dile getirmiştir. Odamız bu konularda görüşlerini açıklamış, olası tehlikelerin önlenmesi için yargı yoluna başvurmuş ancak sesini duyuramamıştır.
Diğer afet olaylarında olduğu gibi, LPG İstasyonlarında da, afet meydana geldikten sonra konu kamuoyunun gündemine gelmiştir. Oysa esas olan bu tür olayların meydana gelmeden önce önlenmesi, zararların en aza indirilmesi için gerekli önlemlerin alınması, gerekli yasal işlemlerin zamanında yerine getirilmesidir.
Ancak Akaryakıt İstasyonları ve LPG İstasyonlarının yarattığı tehlikeler görmezden gelinmiş, can ve mal güvenliği açısından yeni Akaryakıt ve LPG İstasyonlarına imar mevzuatına aykırı olarak izin verilmiş, izinsiz istasyonların yapılmasına göz yumulmuş, gerekli cezai yaptırımlar ve denetimler uygulanmamıştır.
Kanun Kapsamına Akaryakıt İstasyonları da Alınmalıdır
LPG İstasyonları ile ilgili olarak yürürlükte bulunan mevzuatın yetersizliğinden dolayı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu Tasarısı hazırlanmıştır. Öncelikle konunun Kanun düzeyinde çözümlenmesi doğru bir yaklaşımdır. Farklı mevzuatta yer alan hükümlerin tek bir bütünleyici kanun kapsamında ele alınması gerekmektedir. İstasyonlara ilişkin yer seçimi, planlama, ruhsat, işletme, kullanım ve denetim aşamaları tek bir kanunda toplanmış olup, cezaların da bu kanunda yer alması sağlanmış olacaktır. Ancak söz konusu Kanun Tasarısının sadece Sıvılaştırılmış Petrol Gazlarını kapsaması yetersizdir. Kanun Tasarısında Akaryakıt İstasyonlarının da ele alınması zorunludur. Akaryakıt istasyonları da can ve mal güvenliği açısından ciddi tehditler içermektedir. Akaryakıt istasyonlarının bu Kanun kapsamına alınması veya yeni Kanun hazırlanması için yeni patlamaların meydana gelmesi, can ve mal kayıplarının olması mı beklenmektedir? Böyle bir sorumluluktan kaçmak mümkün değildir. Konuya can ve mal güvenliği açısından bakılmalıdır. Olası ekonomik kayıplar da dikkate alınmalıdır.
LPG istasyonlarının da, akaryakıt istasyonlarının açılmasında aranan tüm şartları sağlaması gerekliliğinin tüm düzenlemelerde vurgulanması sağlanmalıdır. Bu tip kamu yararı ve toplum sağlığı açısından çok büyük önem taşıyan işletmelerin yer seçimine ilişkin belirlenen ölçütlerin bilimsel analiz ve saptamalar üzerinden hayata geçmesini sağlayacak planlama çalışmalarının yapılması şart koşulmalı ve imar planlarında bu alanların “LPG İstasyonu”, “Akaryakıt İstasyonu” alanı olarak belirtilmeleri sağlanmalıdır. İmar planlarında bu amaçlarla ayrılmış yerlerin dışında, söz konusu tesislerin açılabilmesi engellenmelidir.
Mevcutta bir çok alanda akaryakıt ve LPG istasyonları birlikte, aynı alan içinde bulunmaktadır. LPG İstasyonlarına birtakım hükümler uygulanıp akaryakıt istasyonlarına bu hükümlerin uygulanmaması hukuksal ve teknik açıdan ciddi sorunlara yol açacaktır. Akaryakıt istasyonları içinde kaçak LPG istasyonlarının oluşumu engellenemeyecektir.
Bu nedenle Kanun Akaryakıt İstasyonlarını da içerecek şekilde yeniden düzenlenmelidir. Kanunun adında yer alan “Piyasası” ifadesi de çıkarılmalıdır. Kanunun asıl amacı akaryakıt ve sıvılaştırılmış petrol gazlarının piyasa gözetimi ve denetimini yapmak değil, bu istasyonların olası risklerini en aza indirmek olmalıdır.
Zararların Önlemesi İçin Plan Yapılması Zorunludur
Akaryakıt ve LPG İstasyonlarının yaratacağı tehlikelerin önlenmesi ve en aza indirilmesi planlama kararları ile mümkündür. Can ve mal güveliğinin sağlanması, sağlıklı çevrelerde yaşanması imar planlarının usulüne uygun bir biçimde hazırlanıp onanmasını zorunlu kılmaktadır. Akaryakıt ve LPG İstasyonlarının yerleşim yerleri içinde uygun yer seçimi, bu alanlardan optimum biçimde yararlanmak için planlama bir ön koşuldur. Planlama koşullarının yerine getirilmemesi halinde diğer ruhsatlar tek başına sorunu çözemeyecektir. Bunun için istasyonların planlama esasları, şehircilik ilkeleri ve kamu yararına göre yapılması zorunludur.
Toplum sağlığı açısından büyük önem taşıyan bu tür tesislerin yer seçimi; ilgili tüm standart ve ölçütler oluşturulduktan sonra, plan kararına bırakılmalı ve bu tesislerin planlarda ancak “LPG İstasyonu”, “Akaryakıt Servis İstasyonu” olarak işaretlenmesi halinde faaliyet göstermesine izin verilmelidir. İmar Kanununda bu konuda var olan sorunun giderilebilmesi amacıyla; konut dışı kentsel çalışma alanları tanımı içerisinde: “... yanıcı, parlayıcı, patlayıcı işlevler içermeyen imalathaneler ve akaryakıt istasyonları...”nın bir arada bulunmasından kaynaklanan çelişki giderilmelidir. Bunun için, konut dışı kentsel çalışma alanları tanımlaması içerisinden akaryakıt istasyonu tanımı çıkarılmalı ve bu tesislerin kendi özel gösterimi ve yapılaşma - yer seçim koşulları dışında hayata geçebilmesi engellenmelidir.
Akaryakıt ve LPG depolama, dolum, bayii ve istasyonlarında imar planı yapılmalı, planlamaya ilişkin koşullar her biri için uygulanmalıdır. Anılan Kanun Tasarısının 6/B maddesinde, imar planı yapımının sadece otogaz bayileri ve istasyonlarına getirilmesi yetersizdir. Diğer Akaryakıt ve LPG tesislerinin bütünü için getirilmelidir. Yürürlükteki imar mevzuatı açısından da bu tür tesislere imar planı yapılması zorunludur.
Günümüzde sadece ev tipi LPG satışı yapan bayilerin yanı sıra, LPG ile çalışan motorlu taşıtların akaryakıt gereksinimini karşılamak amacıyla kurulan LPG satış ve servis istasyonları da eklenmiştir. Bu servis birimleri ise; gerek daha önce kuruluş ve yer seçimlerini belirleyen bir yasal düzenleme bulunmaması, gerek bu istasyonların yasal düzenleme olmaksızın ruhsatsız kurulmuş ve faaliyetlerini sürdürmüş olmaları ve gerekse de yer seçimi ve işletmelerinde gerekli yer seçim, işletim ve etkin denetim mekanizmalarının işletilememesi nedenleriyle acil önlem alınması gereken bir nitelik taşımaktadır.
Plan Esas ve İlkeleri Belirlenmelidir
LPG ve Akaryakıt istasyonları; üretim-depolama-satış özelliklerinden dolayı, insan-çevre sağlığı açısından yer seçimi, planlama ve denetlenmesinde bir dizi ölçüt belirlenerek titizlikle uygulanması gerekli olan bir kentsel servis niteliği taşımaktadır.
LPG ve Akaryakıt tesislerinin yapılacak planlarda uygun yer seçiminin sağlanması için özel ilkeler getirilmeli ve bunlar yönetmeliklerde detaylandırılmalıdır. Bu tesislerin yer seçiminde ulaşım önemli bir faktördür. Bunun için Kanunda Karayolları Genel Müdürlüğünden geçiş yolu izin belgesi alınması zorunluluğu hükme bağlanmalıdır. Bunun dışında yer seçiminde ulaşım açısından da değerlendirme yapılması gerektiği belirtilmelidir.
Aynı yol güzergahı üzerinde ne kadar mesafe içinde LPG ve Akaryakıt istasyonu bulunabileceği de teknik açıdan tespit edilmelidir. Bu amaçla Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ilkeler tespit etmeli ve bu konuda görüşler vermelidir. Aksi halde ihtiyaç olup olmadığına bakılmaksızın, çok sık aralıklarla istasyonların yapımı gerçekleşecektir. Bu durum ekonomik açıdan da önemli bir kayıptır. Bulunan yolun genişliği, geçen araç sayısı ve yoğunluğa göre belli ölçütler belirlenebilir. Yürürlükte olan ve karayolu kenarında yapılacak akaryakıt mesafelerine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 11 Eylül 1996 tarih ve 22754 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan tebliği bu açıdan bilimsel nitelik taşımamaktadır. Şehir plancılarına istasyonlarla ilgili bilimsel veriler verilmek suretiyle konunun diğer veriler bütününde değerlendirilmesi sağlanmalıdır.
LPG ve Akaryakıt tesislerinin etrafında bulunan kullanımlarla birlikte düşünülmesi gerekmektedir. Özellikle herhangi bir afet anında bu tesislerin patlaması ile tehlikenin artmasına neden olabilecek kullanımlara izin verilmemelidir. Bu alanların etrafında diğer patlayıcı tesislere izin verilmemesi gereği de Kanun çalışmalarında dikkate alınmalıdır.
Aksi halde sanayi ve depolama alanları içerisinde ve çevresindeki diğer işlevler göz önünde bulundurulmadan herhangi bir yerde açılabilecek LPG - akaryakıt istasyonları yeni sakıncaları beraberinde getirecektir. Sözgelimi bir kimyevi nitelikli fabrika ile LPG istasyonu bir arada faaliyet gösterebilecek ya da organize sanayi alanlarının sosyal tesisleri ya da sağlık-eğitim tesisleri bitişiğinde LPG istasyonlarının açılması yönündeki hiçbir talep geri çevrilemeyecektir. Şüphesiz ki, bu tip toplu bulunmayı gerektirecek alanlarda LPG - akaryakıt istasyonu benzeri işlevler yer almamalıdır. Bu durumu belirleyip uygulayacak olan da imar planlarıdır. Bu tip bir planlama çalışması ve denetiminin dışlanması; mevcut, ruhsatsız ve toplum sağlığı açısından sakıncalar taşıyan yerlerde yer seçmiş LPG istasyonlarının yasallaştırılması yönünde bir çabanın olduğu endişelerini haklı çıkarmaktadır.
Özelikle yoğun yerleşim yerlerinin bulunduğu, kent merkezleri içinde bu tür istasyonlara izin verilmemelidir.
Güvenlik Mesafeleri ve Sağlık Koruma Bantları İle Kuşatılmalıdır
Akaryakıt ve LPG tesisleri Gayri Sıhhi Müesseseler Yönetmeliğine tabi olmasına rağmen, bu yönetmelik hükümlerine uygun olarak sağlık koruma bantları uygulamada belirlenmediği görülmektedir. Bu nedenle Kanunda hangi tesislerin birinci ve ikinci sınıf gayri sıhhi müessese olduğu kanun ile öngörülmelidir. Koruma bantlarının da yeterli mesafede tespit edilmediği uygulamada karşılaşılan diğer bir sorundur. Bu konuda yeterli ve bilimsel mesafeler konulmamaktadır. Kanunda sağlık koruma mesafelerinin hangi ilkelere göre tespit edileceği de hükme bağlanmalıdır.
Ayrıca LPG ve Akaryakıt tesislerinin birbirlerine, okul, sağlık gibi umumi hizmet tesislere, yerleşme yerlerine, yollara ne kadar uzaklıkta olması gerektiğine ilişkin güvenlik mesafelerinin belirlenmesi de zorunludur. Tesislerin niteliğine (kapasitesi, yer altı, yerüstü, yapının niteliği vb.) göre mesafe koşulları da farklılaşmalıdır. Kanunda ilkeler belirlenmeli, yapılacak yönetmelikte detaylandırılmalıdır.
Güvenlik mesafeleri ve sağlık koruma bantlarının kapsayacağı alanda mülkiyet sorunları çözümlenmelidir. Kişilerin mülkiyet haklarının sınırlandırılmaması için bu alanların satın alınacağı veya kiralanacağı Kanunda yer almalıdır. Bu koşullar yerine getirildikten sonra, yapılacak planlarda mesafeler planlarda işaretlenmelidir. Bu mesafeler içinde Kanunda yer alan kullanımlar dışında hiçbir kullanıma izin verilmemelidir. Bu durumda insanların ve çevrenin korunması mümkün olacak ve sorun temelden çözümlenecektir.
Akaryakıt ve LPG Alanları İçinde Ticarete İzin Verilmemelidir
Akaryakıt istasyonu ya da konut dışı kentsel çalışma alanları tanımı kapsamında kurulmuş, akaryakıt ya da LPG istasyonları içerisinde yapılabilen ticari ünitelerden; toplu bulunmayı gerektirecek sosyal tesis, alışveriş merkezi, süpermarket, düğün salonu gibi işlevler böylesi tehlikeli alanlar içerisinden ayıklanmalıdır. Bu bakımdan LPG - akaryakıt istasyonları içerisindeki ünitelerden zorunlu olması halinde yalnızca servis-bakım-yönetim-küçük çaplı bakkal bulunabilmeli, bunun dışındaki ticari işlevlerin bu alanlar içerisinde bulunamayacağı Kanunda yer almalıdır. Kanun Tasarısında buna ilişkin getirilen hükümlerde yerinde görülmektedir. LPG-akaryakıt istasyonları içerisindeki ticari ünitelerde ne gibi faaliyetlere izin verilebileceği konusunda Belediyelerin Küşat (İşletme Ruhsatı) birimlerinin uyarılması sağlanmalı, uzun vadede bu birimlerin İmar ile ilgili birimlerle eşgüdüm içerisinde çalışmasını sağlayabilecek düzenlemeler araştırılmalıdır. Unutulmamalıdır ki; bir çok ruhsatlı benzin istasyonu alanı içerisinde imar planı ile verilen inşaat alanı içerisinde kalan ticari birimlere, yukarıda vurgulanan hassasiyet göz ardı edilerek ruhsat verilebilmektedir. Böylesi bir ticari işlevleri sınırlama-yönlendirme çabası olmaması ve birimler arası eşgüdüm eksikliği her açıdan yasal göründüğü halde telafisi olanaksız sakıncalara yol açabilen tesislerin açılıp, işletilmesine neden olmaktadır. Sorunun yalnızca ruhsatsız LPG istasyonlarında olmadığı, konunun akaryakıt istasyonlarından bağımsız düşünülmemesi gerektiği unutulmamalı ve ruhsatlı-ruhsatsız tüm LPG - akaryakıt istasyonlarının tüm bu hassasiyetler üzerinden yeniden değerlendirilmesi sağlanmalıdır.
LPG ve Akaryakıt İstasyonuna Yönelik Plan Değişiklikleri Yapılması Engellenmeli
Yürürlükte bulunan imar planların bir çoğunda kamu yararına aykırı olarak plan değişiklikleri kolaylıkla yapılmakta ve hiçbir kurala uyulmamaktadır. Yapılan plan değişiklikleri ile bazı kişilere ayrıcalık yaratılmakta, rant aktarılmaktadır. Özellikle ticaret, yeşil alan, spor gibi sosyal ve teknik altyapı alanlarında bu tür değişikliklere gidilmektedir. Yapılan plan değişiklikleri planlama ilkelerine aykırı olarak yapılmaktadır. Bu tesisler can ve mal güvenliği açısından çok büyük tehditler içermektedir. Bu nedenle LPG ve Akaryakıt İstasyonuna ilişkin plan değişiklikleri zorlaştırılmalıdır.
Mevcut Tesisler Yeniden Gözden Geçirilmelidir
Kanun taslağının Geçici Madde 2’sinde “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önceki mevzuat hükümlerine uygun oldukları tespit edilen ve açılma ruhsatına sahip olan otogaz istasyonlarının, depolama ve dolum tesislerinin müktesep hakları saklıdır” hükmü yer almaktadır. Ancak mevcut istasyonların nasıl ve kimler tarafından, ne kadar süre içinde tespit edileceği belli değildir. Ayrıca tespitlerin yürürlüğe girecek olan bu Kanun hükümlerine göre yapılması gerekmektedir. Bu Kanuna aykırı olanlara aykırılıklarını gidereceği belli bir süre verilmeli ve bu sürenin kesinlikle uzatılamayacağı da hükme bağlanmalıdır.
Kentlerimizin içinde bulunan tüm akaryakıt ve LPG istasyonları için, her kent için ayrı ayrı kurulacak “LPG-Akaryakıt İnceleme Komisyonları”nca bir envanterinin çıkarılması zorunlu tutulmalıdır. Bu envanter uyarınca ilgili tüm mevzuat hükümlerine uygun olması nedeniyle ruhsat almış olsa dahi, kentteki konumu, çevre ilişkileri uyarınca LPG istasyonları için aranan şartları sağlayamayan, konut alanları içinde kalmış, gerekli sağlık-güvenlik koruma bandını bulunmayan, üzerinde veya güvenlik şeridi içinde tesise ait servis-bakım-yönetim yapıları dışında yapı yada işlev barındıran tüm istasyonların, olası tehlikeleri ve telafisi olanaksız sakıncaları göz önünde bulundurularak, her türlü maliyeti karşılanıp faaliyetlerinin durdurulması, uygun bulunacak ve ilgili mevzuat uyarınca sakınca görülmeyen alanlara taşınması sağlanmalıdır. Hiç şüphesiz böylesi bir işlem, hazine yada orman arazilerinin veya kent merkezindeki okulların satışı anlamında kamuya para girişi! sağlayamayacaktır. Ancak “kamu”ya düşen temel görev; gerek doğal miras alanlarının ve gerekse kamuya ait tüm değerlerin tüketilerek, yaratıldığı düşünülen (gerçekte yitirilen) bu özel alanların işgalcilerine ödül verircesine satılması yerine, kentlerde kamu yararı ve toplum sağlığı açısından çok önemli sorunları (LPG-Akaryakıt istasyonlarının faaliyetlerinin durdurulup, sağlıklılaştırılması gibi) çözmek olmalıdır.
LPG Yönetmeliğinin yürürlüğe girmesinden önce açılmış, yönetmelik ve TS 11939 standardına aykırı unsurlar taşıyarak, ruhsatlı yada ruhsatsız faaliyet gösteren LPG istasyonlarından;
Ruhsatlı olup, yer seçimi, konumu ve faaliyet gösterdikleri alanlarda yakın ilişki içinde bulundukları kentsel kullanımlar göz önünde bulundurulduğunda, kamu yararı ve toplum sağlığı açısından sakıncalar doğurabileceği, “LPG-Akaryakıt İnceleme Komisyonları”nca tespit edilen LPG ve Akaryakıt İstasyonlarının; bulundukları yerlerden taşınmalarının sağlanması bu istasyonların faaliyetlerinin acilen sona erdirilmesi,
Ruhsatlı olup, yer seçimi açısından kentsel yerleşim alanlarından yeterli uzaklık ve güvenlik ölçütlerini sağladığı kurulacak “LPG-Akaryakıt İnceleme Komisyonları”nca tespit edilen LPG ve Akaryakıt istasyonlarının, en kısa sürede yönetmelik standarda uyumunun sağlanması, verilecek süre kısıtlarının titizlikle uygulanması,
Ruhsatsız olan LPG ve Akaryakıt istasyonlarının ise; her hangi bir süre verilmeksizin faaliyetlerine acilen son verilip, cezai işlem uygulanması,
gerekmektedir.
Cezai İşlemler Getirilmelidir
LPG ve Akaryakıt İstasyonları ile ilgili yasal düzenlemelerde ceza hükümleri getirmek olasıdır. Bu konuda yürürlükte herhangi bir Kanun olmadığı için bir ceza da söz konusu değildi. Öncelikle mevcutta kaçak olarak çalışan, imar planı ve ruhsatları olmayan LPG ve Akaryakıt İstasyonlarının gerekli tespitler yapıldıktan sonra hemen yıkılacağı yönünde hükümler getirilmelidir. Bununla ilgili belli bir süre verilmelidir. Kanuna aykırı hareket eden ve gerekli sürelerde işlemleri yapmayan idarelerle ilgili ağır cezalar getirilmeli ve sorumluluklar açıkça belirlenmelidir.
Belli süreler içinde yürürlüğe girecek Kanun hükümlerine aykırılıklarını gidermeyen istasyonlar içinde yıkım ve diğer cezai işlemler tanımlanmalı ve yeni süreler verilmemelidir.
Can ve mal güvenliğin sağlanması için kaçak istasyonların ivedilikle tespit edilmesi ve gerekli işlemlerin yapılması, mevzuata aykırı hareket eden kişi ve kurumların sorumlulukları oranında cezalandırılması da Kanun da yer almalıdır
TMMOB
Şehir Plancıları Odası

Çerez Politikası & Gizlilik Sözleşmesi

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz

kişisel verilerinizin Odamız tarafından işlenme amaçları konusunda detaylı bilgilere KVKK sayfamızdan ulaşabilirsiniz.

"/>