ÇAĞRI METNİ
Şehircilik, doğası gereği değişimle iç içe bir meslek alanıdır. Değişimin yönünü, hızını ve biçimini okuyabilmek; toplumsal, ekolojik ve mekânsal eşitsizliklerin derinleştiği dönemlerde bu değişimi kamusal yarar doğrultusunda yönlendirebilmek, şehir plancılarının en temel sorumluluklarındandır.
Ülkemiz 20. yüzyılın başlarından itibaren kırsal üretim modlarından kentsel büyüme ve kalkınmaya, kentlerin büyümesi/yaygınlaşması, kırsalda yeni üretim örgütlenmeleri, turizm sektörünün mekânın kimliğini dönüştürmesi, feodal toplum/coğrafya hiyerarşilerinden Türkiye Cumhuriyeti‘nin kuruluş devrimlerine paralel anayasal vatandaşlık haklarının farkındalığı gibi dönüşüm süreçlerine tanıklık etmiştir. Tüm bu devinimlere koşut çağdaş/nitelikli şehir ve bölgelerin planlanmasında ve toplumsal yaşamın kentsel ve kırsal alanda kalkınma adımları ile yoğrulmasında değişimi yönlendiren en etkin meslek alanlarından birisi de Şehir ve Bölge Planlama olmuştur.
Kuruluş döneminden günümüze gelene dek, politik ve ekonomik alanda yaşanan paradigma değişimlerine paralel olarak, planlama meslek alanının işleyişi, etkinliği ve işlevi değişime uğramıştır. Ulusal düzeyde, kent bölgelerin belli bir iş bölümü çerçevesinde dengeli olarak kalkınmasını öngören dönemlerde İller Bankası, DPT gibi merkezi kurumlar eliyle planlama önemli bir araç halindeyken, özellikle 1980 sonrasında piyasa hakimiyetine dayalı neoliberal ekonomik paradigma ile birlikte, merkezi planlama kurumlarının içi boşaltılmış, planlı kalkınma anlayışı etkisiz hale getirilmiştir. Özellikle son yirmi yılda ise planlama ayak bağı olarak görülmeye başlanmış, kentsel yapılı çevrenin yeniden üretimine dayalı iktisadi paradigma doğrultusunda, planlama düşüncesi araçsallaştırılmıştır.
Günümüzde ise yalnızca kentlerimiz değil; planlama anlayışımız, meslek pratiklerimiz ve mesleki dayanışma biçimlerimiz de bir eşikte durmaktadır. Kavramsal yaklaşımlardan uygulama araçlarına, mesleki rollerden aktör yapılarına, teknolojik araçlardan eğitime kadar pek çok düzeyde deneyimlenen dönüşüm, planlamanın hem kuramsal hem de pratik temellerini yeniden düşünmeyi zorunlu kılmaktadır.
Büyük veri, yapay zekâ, akıllı sistemler, ikiz şehirler ve dinamik mekânsal temsil konularında "teknoloji ve planlama meslek alanı" arasında fırsatlar ve tehditler tanımlayan ve dahası meslek alanını "güçlendirebilecek" veya iyi yönetilemez ise "zayıflatabilecek" değişimler yaşanmaktadır. Bir yandan kamu kurumlarını salt donanım ve yazılım tüketicisi olarak konumlayan kimi çevreler "akıllı şehircilik" hedefini sihirli bir değnek olarak sunmakta, diğer yandan toplumun ve mekânın sürekli izlenebiliyor ve kayıt altına alınabiliyor olması "temel insan hakları, kişisel hakların gizliliği" konularında yargı süreçlerine de giderek daha fazla yansımakta olan "sorunsallar demetini" değiştirmektedir.
Teknoloji ve planlama meslek alanı arasında fırsatlar ve tehditler tanımlayan değişimlerle planlamanın bilgi üretme biçimi de dönüşmekte; yeni araçlar, kurumlar ve yöntemlerle karar alma süreçlerini daha şeffaf, kapsayıcı ve veriye dayalı hale getirme çabaları planlamaya yeni yönler tayin etmektedir. Öte yandan ekolojik yıkım, otoriterleşen yönetim biçimleri, derinleşen sosyal eşitsizlikler ve krizlerin süreklileştiği bir ortamda, planlamanın kamusal niteliğini savunmak her zamankinden daha hayati hale gelmiştir. Bu nedenle "değişim", salt kaçınılmaz bir süreç değil; mücadele edilmesi, yön verilmesi ve eşitlikçi bir toplumsal yaşamı mümkün kılacak şekilde yeniden kurgulanması gereken bir dönüm noktası olarak karşımızda durmaktadır.
Bu yılki kolokyum temamız olan "Değişimin Eşiğinde", planlama meslek alanının içinden geçtiği çok katmanlı dönüşümleri tartışmaya açmayı hedeflemektedir. Çünkü bugün, yalnızca yapılı çevremiz değil; teknolojinin gündelik yaşama etkisi, planlama yaklaşımlarımız, mesleki rollerimiz ve dayanışma biçimlerimiz de köklü bir dönüşümden geçiyor. Bir yanda sermaye birikiminin mekân üzerinden yoğunlaştığı, kentlerin metalaştırıldığı, doğanın ve kamusal alanların hızla tahrip edildiği bir gerçeklik devam ederken, diğer yanda yaşamı savunan, dayanışmayı büyüten ve kamu yararını esas alan planlama pratikleri varlığını sürdürmeye çalışmaktadır.
Tüm bu süreçlerde mesleki sorumluluğu üstlenen şehir plancılarının maruz kaldığı baskılar artmaktadır. Bilimsel bilgiye ve kamu yararına dayalı planlama anlayışını savunan meslektaşlarımız susturulmaya, dışlanmaya ve hatta cezalandırılmaya çalışılmaktadır. Bugün bazı meslektaşlarımız, yalnızca mesleki duruşları ve toplumsal sorumlulukları nedeniyle özgürlüklerinden mahrum bırakılmış durumdadır. Bu tablo, planlama alanındaki değişimin yalnızca mekânsal ya da teknolojik değil; aynı zamanda etik, politik ve kurumsal bir eşikte gerçekleştiğini açıkça göstermektedir.
Bu bağlamda, 49. Dünya Şehircilik Günü Kolokyumu‘nda, meslek alanımızın bu eşikten nasıl geçeceğini; planlamanın bilimsel, etik ve kamusal ilkeler temelinde nasıl yeniden inşa edilebileceğini; ve bu dönüşüm sürecine katkı sunabilecek direngen, çoğulcu ve dayanışmacı pratikleri tartışmayı hedefliyoruz.
Değişimin eşiğinde durduğumuz bu tarihsel anda, planlama mesleğini ve şehircilik pratiklerini savunmak; mesleki bağımsızlığı, kamusal sorumluluğu ve bilimsel yaklaşımı yeniden güçlendirmek hepimizin ortak görevidir.
49. Kolokyum, mesleğimizin toplumsal sorumluluklarını hatırlamak, yeniden tanımlamak ve dayanışmayı büyütmek için bir olanak sunmaktadır. Tüm meslektaşlarımızı, akademisyenleri, öğrencileri ve kent hakkı mücadelesi veren tüm yurttaşları planlamayı bu eşiğin ötesine taşıyacak tartışmalar ile kolokyuma katkı sunmaya davet ediyoruz.
8 Kasım Dünya Şehircilik Günü 49. Kolokyumu 6-7-8 Kasım 2025 tarihlerinde Bursa`da düzenlenecektir. Odamız, Bursa Teknik Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü, Bursa Planlama Ajansı ve Bursa Büyükşehir Belediyesi işbirliğiyle düzenlenecek olan 49. Kolokyum, Bursa Merinos Atatürk Kültür Merkezi`nde gerçekleştirilecektir.
Meslek camiamız başta olmak üzere ilgili tüm yurttaşlarımızı bu çabamıza katkı sunmaya; aşağıda belirlenen konu başlıklarında sunulacak bildirilerle 8 Kasım Dünya Şehircilik Günü 49. Kolokyumu`na destek vermeye ve zenginleştirmeye davet ediyoruz
KONU BAŞLIKLARI
PLANLAMA AKTÖRLERİNDE DEĞİŞİM
Yerel Yönetimlerde Değişim/DönüşümPlanlamanın Kurumsal Yapısında Değişim
Serbest Şehircilik Büroları ve İş Yapma Biçimlerinde Değişim
Planlamada Merkezi Kurumlar ve Mevzuat
Yeni Nesil Aktörler, Paydaşlar ve Ağ Yapıları
Planlamada Bürokrasi, Politika ve Bilgi Üretimi Değişimi
Planlama Eğitimindeki Değişim
Plancının Değişen Rolü
Şehir Plancıları Odası ve Mesleki Örgütlenme
PLANLAMA PRATİĞİ ve KAPSAMINDA DEĞİŞİM
Kentsel Dönüşüm Uygulamaları ve Yeni YaklaşımlarEkoloji, Kentleşme ve Kırsal alanlar
Nüfus Dinamikleri ve Demografik Hareketliliğin Planlanması
Bütünleşik Afet Riskleri ve Dirençli Kentler
Bölge Planlamada Yeni Yaklaşımlar
Planlamada Esneklik
Kentsel Mekân ve Akıllı Ulaşım Planlaması
Kamusal Hizmet Sunumlarında Yeşil Dönüşüm ve Sıfır Emisyon
Koruma Politikaları ve Miras Ekseninde Şehircilik Uygulamaları
Erişilebilirlik ve Toplumsal/Mekansal Adalet
İmar Planlama Süreçlerinin İçeriği, Kapsamı ve Çıktılarındaki Değişim
Barınma Hakkı ve Konut Politikaları
Güncel Planlama Pratiğininin Açmazları ve Yeni Yaklaşımlar
Planlamada Yeni Çalışma Alanları
PLANLAMA YÖNTEM VE ARAÇLARINDA DEĞİŞİM
Büyük Veri ve Planlama
Kentsel Tasarım Uygulamalarında Yeni Araçlar
Planlama Karar Alma Süreçlerinde Dijital Dönüşüm ve İnovasyon
Katılım, Demokrasi ve E-temsil Yöntemleri
Dinamik Mekânsal Temsil Biçimleri
Mekan Üretim Süreçlerinde Modelleme ve Tasarım Yazılımları
Bildirinizin yazılacağı formata ilişkin şablonu ve yazar bilgi formuna buradan ulaşabilirsiniz.
ÖZET GÖNDERİMİ
Kolokyumda sunulacak bildiri özetleri, özgün bir çalışmanın ürünü olup çalışmanın kapsam, amaç, yöntem ve sonuçlarını içerecek uzunluk ve kuramsal derinlikte hazırlanmalıdır (en az 500, en fazla 1000 sözcük). Özetlerde yazar(lar)a ilişkin kimlik tanımlayıcı bilgiler bulunmamalıdır. Kolokyuma farklı alanlarda ve meslek alanımıza dair farklı sektörlerde çalışan meslek mensuplarının bildiri sunması ve katılım göstermesi beklenmektedir. Özet göndermek isteyenlerin metinlerini aşağıda yer alan "Bildiri Özeti Gönder" butonu aracılığıyla veya kolokyum@spo.org.tr adresine 10 Ağustos Pazar günü saat 23.59`a kadar göndermesi beklenmektedir.
Bildiri özetleri; Bilim Kurulu tarafından kolokyum temasına uygunluk, bildirinin yöntem ve kapsamının net olarak açıklanması, çalışmanın özgünlük ve güncelliği, bildiri başlığının içeriği yansıtması ve bildirinin yeterli bilimsel içeriğe sahip olup olmadığı şeklindeki kriterler üzerinden değerlendirilecektir.
TAKVİM*
*Olası tarih değişikliklerini web sitemizden takip edebilirsiniz.